25 Şubat 2016 Perşembe

ADANA'YI GEZ - GÖR - LEZZETLERİNİ KEŞFET

HAZIR ADANA YEMEKLERİ

Adana KebapŞüphesiz ki memleketin en meşhur yemeklerinden olan Adana Kebabını yerinde yemek için şahane bir şans. Adana kebabının özelliği Torosların kekiğini yemiş küçük baş hayvanların iyi etlerinin satırla el kıyması olarak hazırlanması, dinlendirilmesi, içindeki hafif baharat ve kısık alevde sık çevirip yağını mıhlayarak sabırla pişirmektir. Adana usulü bol salatalı, zerzavatlı, sınırsız ikramla sunulması da kebabı şölene çevirir… Kebap salataları ve ikramları metnin aşağısında yer alıyor. Bizde pilav verilmez, o güneydoğu ve İstanbul usulüdür.
Adana Lahmacun: Çok meşhur olmasa da yerel mutfağın önemli lezzetlerindendir. Güneydoğu lahmacunlarına göre (Urfa ve Antep) daha küçük, Tarsus fındık lahmacuna göreyse daha büyüktür. 15-18 cm çaplı sunulan lahmacunun içeriği, kıymasının kalitesi ve et bolluğu kadar hamurunun yarı kalın ve yumuşak açılması da önemlidir. Fırsatı olan gezginlerimizin iç hazırlayarak evci usulü her köşe başındaki fırınlardan birinde pişirim yaptırmaları önerilir. Hem leziz, hem de ekonomik olan bu yönteme elbette erişmek kolay değil, olmuyorsa oturun herhangi bir yerde, sadece taze dal maydanoz ve limon eşliğinde tadını çıkarın. Bir porsiyon 5’lidir. 1,5 porsiyon adamı deli eder.
İçli köfte: Restoranlarda çok rahat bulunmayan Adana içli köftesinin özelliği haşlama olmasıdır. Malumunuz Hatay içli köftesi kızartılır, Adana’nın içli köftesinin özelliği, dışında ince bulgurun et ve genelde cevizle hazırlanması, içine soğanla kavrulmuş kıyma, baharat ve yağdan başka bir yer girmemesidir. (İçe ceviz de konulur ancak o artık kültür karışmasından diyebiliriz) Dışının şaşırtıcı inceliği, tamamına yakın iç doluluk oranıyla ilk ısırıkla damlayan kuyruk yağı damak çatlatır. En iyisi tabii ki evlerde yapılan olsa da restoranlarda ve sık sık açılan panayır tarzı ev yemekleri tezgahlarında bulunabilir. (Gazipaşa Parkı kadın emeği değerlendirme organizasyonu önerilir.) Elle yenmesi sonra yağlı parmakların yalanması makbuldür.

Adana Böreği: Çocukluğumuzun vazgeçilmez lezzeti olan bu tat neredeyse hiçbir ziyaretçi tarafından bilinmez. İşin komiği yabancı kime yedirilirse bayılır. Elde açılan olağan üstü ince ıslak hamurların, havada çevrilerek iyice inceltilmesi, kat kat sarılarak kol böreği kıvamına getirilmesi ve kaliteli iç malzeme ile hazırlanarak fırınlanması sonucu oluşur. Konakladığınız herhangi bir yere en fazla 500 metre mesafedeki börekçilerin birinden bu lezzeti yiyin. Denemek için karışık tabak isteyebileceğiniz Adana börekleri, kıymalı, peynirli ve nadiren patatesli satılır. Ustasının camekan önünde hazırlayışını izleme şansına erişirseniz eminiz ki video kayıt tuşuna basacaksınız, keza bu bir sanat.
Adana Balıkları ve Adana Deniz Mahsulleri: Hep kırmızı et ürünleriyle öne çıkan şehrin yaygın olmayan ancak gelişmiş bir balık kültürü de vardır. Hem Seyhan Nehri’nden elde edilen tatlı su balıkları ile hem de ilçe ve civar şehirlerden gelen Akdeniz balıklarıyla isteyenlere öncelikli olmaması gereken bir balık keyfi sunabilir bu şehir. Seyhan Nehri boyu alanlar, Menderes Bulvarı, yeni Adana bölümü ve şehrin merkezi birkaç yerinde iyi balıkçılar vardır.


Çiğ Köfte ve Nar Ekşisi: Hemşehrilerimiz hiç kusura bakmasın klasik sunumda Gaziantep, yumurtalı sunumda Şanlıurfa bize fark atar. Ülkemizde ucuz franchaise sistemi ile yaygınlaşan etsiz çiğ köfte çılgınlığı da malumken Adana’nın bu lezzeti sönük kalıyor. Ancak bu kusursuz olduğunu, nar ekşisi ve kimyon ile birlikte efsane bir tat olarak servis edildiği gerçeğini ve Adana misafirlerinin yemesi gerektiğini değiştirmez. Öncelik vermeyin, fırsatınız olursa tadın.


Pişirim Pide: Peynirli ve ıspanaklı olarak üretilen bu tat genelde evlerde iç hazırlanıp pişirilmesiyle oluşturulsa da restoranlarda ve pastahanelerde de bulunabiliyor. Avuç içinden biraz büyük boyuttaki küçük kayık büyüklüğündeki pidelerin köşesi Viking kayıklarının ejderha başları gibi kalın ve genelde çöpe gitmelik, içi ise enfes bir başlangıç.

Adana Unlu Mamulleri: Simitçilerin İstanbul’da saraylaşmasından çok daha önceleri Adana’da hamur işi kültürü oldukça yaygın olarak tüm kentte görülmekteydi. Bildiğiniz patisserie kafasında olan bu işletmelerin markalaşmamış veya yaygınlaşmamış olması bizim adımıza üzücü olsa da, şahane lezzetlerinin sadece bize ve misafirlerimize kalmış olmasından da mutluyuz doğrusu. Acılı ekmek dediğimiz biber salçalı, soğanlı, baharatlı katık malzemenin, hamura sürülüp fırınlanması ile oluşan biberli ekmek nev-i şahsına münhasır bir tattır. (Hatay’daki katıklı ekmek benzeridir.) Dudakta leke bırakır, alışık olmayana yanında ayran, acı sevene şalgam önerilir. Ayrıca bu dükkanlardaki envai çeşit “unlu mamül”den dilediğiniz tadına ara öğün ya da kahvaltı olarak mutlaka bakın.
Soslu Tavuk Döner: Malumunuz Adana ekonomik hatta ucuz diyebileceğimiz bir büyük şehirdir. Ancak bir yandan da Türkiye’dedir ve Türkiye’de kırmızı et her geçen yıl pahalanmaktadır. Bu pahalılığın alternatifi olarak yine her köşe başında dönerciler türemiştir Adana’da. Neyse ki onu da çok lezzetli pişirmekte, özel salçalı soslar ve aslında tam bu iş için biçilmiş kaftan olan Adana pidesi ile servis etmekteyiz. İlk önceliğiniz olmasın, ancak yeterli vaktiniz varsa bu seyahatte, önü kalabalık olan birinden tavuk döner dürüm yemenizi öneririz. Ekstra soslu olsun.
Humus: Aslında bir meze olsa da, aşağıda sakatatlar bölümünde bahsedeceğimiz çorbacılarımızda bizim sıcak geleneklerimizdendir. Aslen bir Arap mezesi olan humus malumunuz nohutun yok ediliş hikayesi üzerine muazzam bir lezzet. Bizim favorilerimiz hâlâ Lübnan‘da yediklerimiz olsa da, o lezzeti orada sipariş etme sebebimiz Adana’nın pastırmalı, sucuklu sıcak humusudur. Öyle marketten soğuk meze reyonundan aldığınıza benzemez, yerini bulmuşken mutlaka ortaya gömün iki tabak.
Sıkma, Börek, Gözleme: Mersin notlarımızda o yöreye ait olduğu için daha detaylı değineceğimiz bu hamur işi ürünler, dinlenmiş hamura anlık hazırlanır, mümkünse sacda olmadı sac tavada satılır ve leziz mi lezizdir.


ADANA SAKATATLARI


Şırdan: Türkiye genelinde yaygın olan bumbar (mumbar) benzeri bu ürün tamamen bu kente özgüdür ve yaz, kış özellikle hava kararmaya yakın sokaklarda açılan tezgahlarda sabaha kadar satılır. Acı biber turşusu ile ikram edilen bu yemek sakatat sevenler için bulunmaz bir nimet olmakla beraber, alkol sonrası da şahane bir ‘munchies’ olarak da değerlendirilebilir. Mumbar hayvan bağırsağının pirinç, et ve baharat karışımı ile doldurulup, bağlanması ve haşlanması ile imal edilirken şırdan dolması ise koyunun 4 midesinden biri olan şırdandan yapılır. sıcak sıcak yenilir. Dinlenmişi ve sokakta yenileni adettendir. Turistler “şırdan dolması” der, dediği anda tencerenin en kötüsünü yer 
Bumbar: (Mumbar dolması) Yukarıda anlattığımız şırdanın özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yaygın olan şeklidir. Adana’daki özelliği de yine şahane olmasıyla birlikte kimyon ve pul biber serpilerek her köşe başında götürülmesidir.

Kırkkat: Şırdanın arkadaşı olan bu sakatat dolmasının kırk kartlık bir bağırsak sayımı ile ortaya çıktığı söylenir. Sayarsanız bize de iletin.
Çorbacılar: Adana’nın çorbacıları 24 saat açık olmasından mı, iyi kurulan içki masalarının son durağı olmasından yoksa lezzetinden mi bilinmez oldukça meşhur ve yaygındır. Bizim kelle paçamızın en önemli özelliği dolaptan çıkan bekletilmiş envai çeşit sakatatın, klasik bir şekilde hazır kaynak kelle suyu ile çevrilip çevrilip ısıtılarak hazırlanması ve sunulmasından gelir. Kelle paça karışık kadar, tamamen bize özel çürük, tuzlama, sade paça, önde gelen tatlardır. Mutlaka içiniz. Bol sarımsak, hafif sirke ve limon suyu ile. Yukarıda anlattığımız humusu da en azından ortaya söylemeyi unutmayın.
Beyin: Bakın bunu bi’ müdavime veririz, bir de misafire. Olur da bir çorbacıya (paçacıya) yolunuz düşerse kendinizi belirtin, Adana Gezi Rehberi’nde belirttiğimiz gibi turist olduğunuzu ifade edin, meraklı gözlerle çorba ustasını izler (fotoğraflarken) o size zaten ikramda bulunacaktır. Normalde karışık çorbaların içine doğranan beyinden bir parça, tuza ve sumağa banılmış olarak elinize verilirse bilin ki şanslı gününüzdesiniz.

ADANA TATLILARI

Şimdi anneannemiz ya da babaannemiz veya Adanalı hemşehrilerimiz bu satırları görse şunu bunu niye yazmadın diye kızar, ancak bir şehrimizi ziyaret edenlere yönelik bulunabilir olanları yazmaya çalışıyoruz diye gönüllerini alalım.
Bici bici: Kentin en yerel tatlısı olan bici bici, sıcak Adana günleri için pratik bir serinleticidir ve %100 yerel kalmıştır. Nişastadan yapılan su muhallebisi kıvamında son derece vasat bir tatlımsının, bici suyu dediğimiz kimyasal ile renklendirilmesi, basit bir aparatla elde kıyılan buzla soğutulması ve gül suyu, pudra şekeri ile tatlandırılmasıyla hazırlanır. Elde kesilen bici biraz hijyenden uzak olsa da korkmayın 50 senedir yiyoruz, bir şey olmuyor. İşin ustaları hâlâ tezgahlarda satış yapsa da, özellikle 2000’ler sonrası artan cafelerde de türlü türlü meyveler ve daha renkli sularla servis de yapılmaktadır. Özüne sadık kalın, salak meyvelerle değil, sade yiyin.
Karsambaç: Aslında bir tatlı değil, serinletici içecektir. Yakın tarihte Toroslardan gelen karlarla bardakta pekmezin birleştirilmesi sonucu elde edilen bu içecek, günümüzde hazır kalıp buzların aynı bici bicideki gibi tıraşlanması ile elde edilen kar tanelerinin, hazır meyve suları ile renklendirilmesi, isteğe göre pudra şekeri ile tatlandırılmasıyla hazırlanır. Yol üstü bunalınca içilmesini öneririz. Sadece Adana’ya mal edilemez, Çukurova yöresinin tümünde yaygındır.
Turunç Tatlısı: Bu kadar narenciye olur, turunçlar sokakta yerlere sarkar da reçeli yapılmaz mı. Anadolu’nun en basit geleneği olarak en yaygın meyveyi tatlandır, mevsimi dışında da sakla mantığıyla Adana’nın kendine has onlarca reçelinin en bilineni turunç reçelidir. Ahım şahım bir özelliği olmasa da severiz kendisini. Sokakta bulmak zordur.
Sokak Tatlıları: Muazzam birer atıştırmalık olan tatlıları basit bir kağıt parçası veya peçeteye sararak elde löp diye iki ısırıkta götürürsünüz. İstanbul’da kerhane tatlısı diye bilinen bizde daha az erotik, ziyadesiyle geometrik isimle anılır: Halka tatlı. Halka ile benzer hamurdan içine bütün ceviz konularak yarım ay şeklinde sarılıp kızartılan taş kadayıfı tadından yenmez bir lezzet olup, benzer hamurun kat kat sarılması ve yine arasının cevizlenmesi ile yapılana da karakuş denir ve nefistir. Tel kadayıfın da oldukça yaygın olduğu gibi, elbette G.Antep’e bu kadar yakın ve yemeyi seven bu topraklarda şahane baklavalar, şöbiyetler, bülbül yuvaları v.s. gibi çok sayıda şerbetli tatlı da koleksiyonu tamamlar.


Sarı burma ismi verilen baklava türevi de yerel bir lezzettir ve önerilir. Ayrıca geleneksel kabak tatlısı ve sütlü tatlılar da yaygın ve ucuzdur. Baklava türlerinden en iyisi havuç dilimi olup diğer büyük şehirlerde bulma imkanı kısıtlı olduğu için önerilir. Kilosuna dikkat etme hassasiyetini Adana’da devam ettirme hatasında bulunan misafirlerimize de minik bülbül yuvalarından öneririz. Tel kadayımız da meşhurdur ancak dışarıda kolay bulunmaz.
Cevizli Sucuk: Ülkemizin neredeyse her köşesinde kendine has özelliklerle yapılan şeker sucuğu (cevizli sucuk, bandırma, köme türevleri) Adana’da da zengin toprak mahsullerin verimliliği ve sonsuz güneşin katkısıyla lezizdir. Adım başı bulabileceğiniz pekmez sucuklarının (tüm adlarını yazmış olduk) klasik -sadesi- modelini  afiyetle gömün. Yola da götürebilirsiniz, bir şeycik olmaz. – Evet Afyon, Gümüşhane ve Mersin’de daha meşhurdur.


ADANA SALATALARI

Adana’nın özellikle kebabın yanında servis edilen sınırsız ikramları malumunuz meşhurdur. Ortaya hiçbir zerzavat eklenmeksizin 10- 15 Lira gibi bir bütçe ile gelen kebabın yanındaki her şey bedavadır. Bunlara ve diğer birkaç lezzete bakalım.
Soğan Salata (Sumak salata): Elde kıyılmış soğanın, bol sumak ile elde sıkılarak karıştırılmasıyla hazırlanır, taze maydanoz da konulabilir. Özelliği elde sıkılan yağlı sumak ile soğanın suyunun birleşmesidir. Kebabın en güzel yol arkadaşıdır, ağız kokutmaz, grip savar, lezzetine doyum olmaz.
Söğüş Turp: Biz Adana’da buna salata demeyiz. Aslında dilimlenmiş bir turpa limon sıkılmasından ibarettir, ancak yerinde yendiğinden mi ne, meret çok leziz. Limonun çekirdeğinin üstünde olması adettendir.
Domates ezme: Biz buna sadece ezme deriz. Domatesin, maydanoz ve soğanla ezilmesi ile meydana gelir, kebap masalarının kenar süsüdür. Nar ekşisi veya nar ekşisi sosu ile tadına doyulmaz, gömün istediğiniz kadar, sıfırdan biraz fazla kalori.
Çoban Salata / Mevsim Salata: Kebap yanında ikram edildiği gibi, hem evlerde hem de restoranlarda yaygın görülen klasik biçimlerdir. Tüm Türkiye’nin ortak tadı olan günlük şeylerden üretilen bu salataların Adana özelliği, taze, günlük hazırlanması ve limon, yağ ve baharat soslardır. Beğenmezseniz ustayı dövün veya bir Adanalıya şikayet edin.

ADANA İÇECEKLERİ

Adana Şalgamı: Batılıların(!) şalgam suyu diye daha doğru kullandığı ‘şalgam’ Adana’nın en yaygın içeceğidir şüphesiz. Su gibi tüketilen bu sağlık kaynağının Adana özelliği acılı olması -acısız seçenekleri de var- ve taneli yenmesidir. Bildiğiniz gibi şalgam, havuç benzeri bir kök sebze. Kendisinin bir süre suda bekletilmesiyle pıhtılaşmış kan kırmızısına yakın rengini suya salar, ekşimsi ancak çok da tarih edilemeyecek rengini suya bırakır ve taneleri zamanla yumuşar. Turşu suyu kıvamında bir acı sıvı ile birleştirilerek de servis edilir (Bu su kendisini çürüteceği için fermantasyon sırasında kullanılmaz, servis sırasında bardağa eklenir) Sokak satıcıları kadar, restoran ve kafelerde, elbette sanayileşmiş olarak marketlerde de yer alır. Hazır sanayi ürünleri de nispeten iyi olsa da özelliği olan tanesini (bize göre ‘denesini) plastik şişelerde bulamazsınız. Mersin Tarsus ile birlikte Adana Türkiye’nin en iyi şalgamcılarına sahiptir, mutlaka kebapçılarda içeceğiniz bu içeceği yerinden de için ve yiyin. Taneleri ısırırken üzerine akmamasına da dikkat edin. Şalgamın vücut sağlığına yararları konulu onlarca makaleyi de internetten okuyabilirsiniz.
Adana Boğması (Adana Rakısı): Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı’dan kalan yerel tatları koruyan çok sayıda rakı fabrikamız vardı. Ülkenin her yerinde klasik rakılar gibi bugün ulusal bazda Tekirdağ ile sınırlı kalmış rakılar birçok yörede üretilirdi, sonra dediklerine göre (!) ilgisizlikten kaybolan bu lezzetlerin en özellerinden Adana Boğma Rakısı bugün kaçak olarak, merdiven altı imalathanelerde ve bazı evlerde üretiliyor. Tanıdığınız veya tanıştığınız bir Adanalı ile bulabileceğiniz bu lezzeti denemenizi öneririz, ancak yabancı birinden almayın. Boğmanın önemli özelliği neredeyse kokusuz oluşu ve otururken insanı çarpmaması. Alkole dayanıklı bir bünyeyi bile iki kadehte sarsacak bu canavar, alkollü içki tüketme alışkanlığı olmayan biri tarafından oturularak çokça kadeh içilebilir, oysa ki ayağa kalkıldığında ilk kadeh bile yeterince etkilidir. :)  Yasakçılığın ve amatör üretimin bir sonucu olarak şuan üretilen boğmalar güvensiz, alkol oranı belli olmayan, sağlık açısından riskli ürünlerdir. Bir de süper bir ürün olarak Adana boğma rakısının yemişlere enjeksiyonu vardır. Normal rakıyı kelekken bir karpuz ya da kavuna enjekte ederseniz ‘içini yer’, yani çürütür. Boğma ise bu etkiyi yapmadığı için galiba mayalanmasına devam da ederek meyveyi tatlandırıp, doğal şeker ile karışarak seviyesinde bir lezzete eriştirir. Büyüyen meyve kesilerek yenirken karpuz yerine resmen rakı-karpuz yemiş olursunuz. Çatalla rakı yemek nasip olmaz öyle herkese.
Aşlama (Haşlama) (Şıra): Osmanlı’nın bu meşhur içeceği özellikle çarşı ve tarihi Adana bölgesi başta olmak üzere Adana’da hâlâ yaygın bir kültürdür. Serinletici bir soğukluğu olan bu içeceği, merakınız varsa yerel şıracıların, sırtlarındaki bakır ibriklerinden oldukça ucuza içebilirsiniz.
Kaynar: Genelde hamilelik sonrası loğusa döneminde bin tane şeyin kaynatılmasıyla bebeği görmeye gelen konuklara ikram edilen kaynar kültürel yöresel içeceklerimizdendir. Fındık, fıstık, envai çeşit bol baharat, şeker ile hazırlanır sıcak ikram edilir. Sahlep kafasında ama çok daha güzel ve bir o kadar sağlıklı. Adana’da doğum yapan bir tanıdığınızı ziyaret etmek için bile bir sebep. Tak altını, iç kaynar.,
Misis Ayranı: Malum yoğurt Silifke’nin. (Aslında Mut/Karaman’ın) Ancak bu kadar hayvansal gıda tüketen Adana’nın süt ürünleri de olmazsa olmazdır. Misis Ayranı Ceyhan’a yolu düşenleri serinletmek için bekleyen sağlıklı bir içecek, mutlaka tüketin.
Yenice Çilek Suyu: Adana – Mersin yolu üzerinde özel araçla giderken sadece mevsiminde bulabileceğiniz muazzam bir tat. İddia ediyoruz Türkiye’nin en iyi yerel tatlarından biri olan bu meyve suyu, gününde toplanmış doğal çileklerin, Çukurova’nın o sıcağında, katkısız ve tamamen doğal yöntemlerle şişelenmesi, ilkel buzdolaplarında tepesi (ağzı) buz tutana kadar soğutulması ile satışa hazırlanan inanılmaz bir tat. Fırsatınız varsa yolunuzu düşürün, yoksa fırsat yaratın. Ancak mevsiminde olmak zorunda olduğunuzu unutmayın. (Tarsus’ta (Mersin) da bulunabilir)
Muzlu Süt: Yahu şüphesiz ki bu büfe kültürü olan bütün şehirlerimizde yaygın bir şey, ancak Gazipaşa Kazım Büfe başta olmak üzere Adana’nın birçok yerinde çok çok iyi yapılır. Bunca yıl sonra belirtmek gerekir ki biz diğer şehirler (İstanbul, v.s.) bunu normal olarak içiyoruz, ancak Adana aşırı sıcak sebebiyle bunu buzlu ve ekstra soğuk yapıyor, herhalde özelliği o. Sıcak havadaysanız süt falan demeyin için, şaşıracaksınız.

ADANA RESTORANLARI, YEMEK DURAKLARI, KEBAPÇILAR

Adana mutfağını anlata anlata bitiremediğimiz memleketimizin, Adana’da nerede yenir sayfasında da, Adana yemekleri sayfamızın ürünlerinin yenileceği mekanların bir kısmını anlatmaya çalışacağız. Turistik olarak Adana’yı ziyaret eden gezginlerimizin birer lezzet avcısına dönüşeceği tartışmasız olmakla birlikte, yaşadığını şehre döndükten sonra birkaç gün yediklerinizin sizi kötü hissettireceği de bir gerçektir.
Hiçbir Adanalı hiçbir kebapçıya Adana’nın 1 numarası demez ya da her yere der, bu ön bilgiyi verelim; Adana restoranları rehberimizin bu bilgi ışığında yazıldığını belirtelim. Adana kebabının en iyilerinin de salaş mekanlarda, sokak önlerinde yendiği tartışmasız bir gerçektir, bu notu da aşağıdaki hiçbir yerden reklam v.s. almadığımız gerçeğiyle birlikte bilelim.
Koço: Adana’nın gizli restoranlarından olan Koço tam bir lokal durak. Adana kebabı şahane olmakla birlikte biz size kendinden yağlı ismi verilen kebabı öneririz. Hani kuşbaşılık etlerin yağı üzerinden kesilir ya, bizde kesmiyor işte usta, böylece ortaya sulu sulu, yağlı yağlı olağan dışı bir kırmızı et keyfi çıkıyor. İnsan geçmişinden utanır valla, yiyin bi’ sonra konuşalım. Mekan içkilidir, rakı masanızı kurmuşken Adana mutfağı notlarımızda bol bol bahsettiğimiz haşlama içli köfteyi lütfen önden gömün.
Eyvan Kebap: Merkez Adana Çarşı, Kuruköprü’de, şube Polis Evi kavşağında olup, internetten kontrol ettiğimiz kadarıyla yeni bir de A. Menderes Bulvarı’nda açılmış. Şüphesiz ki merkezi noktalarda, belirli bir hijyen ve kalite eşliğinde yiyebileceğiniz en iyi kebaplardan biridir Eyvan’ınkiler. Buldunuz mu oturun, Adana kebap öncelikli olmak üzere lezzetlerini deneyin. Bol bol sunulan salataların da tadını çıkarın.
Kolcuoğlu Restoran (Golcuoğlu): Şimdi bu ismin aslı biraz karışık. Biz de çok bilmeyiz diyelim, benzer isimlerle çok mekan var. Otogar civarında Golcuoğlu ismiyle içkili servis yapan mekan en eski ve lezzetli mekanlardandır, kesinlikle yolunuz düşerse oturup yiyin deriz. Güzelyalı’ndaki Kolcuoğlu&Kandemir / Güzelyalı Kebap şubelerine yolunuz düşerse de mutlaka yiyin, oldukça leziz, yeni modaya uygun açık bahçeli büyük bu restoran Adana’nın önde gelen kebapçılarındandır. Kebabı kadar çiğ köftesinin de öncü bir lezzet olduğunu belirtelim. Benzer isimlerdeki diğer mekanların da iyi olacağına eminiz çünkü o markayı herkes taşıyamaz ancak pek deneme şansımız olmadığı için bir şey yazmayalım.
Hasan Usta: Yeni Adana’nın en meşhur ancak bize göre en vasat restoranlarındandır. Mutlaka adını bir yerlerden duymuş olacağını için yazmak zorunda hissettik, ancak Adana’da geçireceğiniz ilk 10 günde önermiyoruz, daha fazla kalacaksanız yiyin de haklı olduğumuz ortaya çıksın diye de belirtmek isteriz. (Baraj Yolu 4’üncü durak civarı)
Kebapçı Mesut: Küçüksaat’te dedelerimizden, babalarımıza; bizden, çocuklarımıza 1920’den beri aynı mekanda hizmet veren Mesut şüphesiz ki Adana’nın en yerel restoranlarından biridir. Başta belirttiğimiz gibi asla “1 numara” demeyeceğiz ama zamanınıza göre ilk 3’e almanız gereken önemli bir gastronomi merkezi burası. Adana’nın pahalı lokantalarından olan Mesut’ta sadece Adana kebap ve kuşbaşı var, geleneksel salata ve mezelere ek baharatlı yoğurtlu meze de ikramdır. Mutlaka gidin. (Pahalı dediysek de İstanbul’un en ucuzunun yarısı işte)
Kebapçı Adil (Karşıyaka): İkinci şubesi Kenan Evren Bulvarı’nda bulunan Adil’in ömrü hayatımızda merkezi bize nasip olmadı, ikinci şubesine istinaden yazmak gerekirse öncelikli duraklarınızdan olmalı. Burada ise Adana değil, beyti yemelisiniz. Burada, beyti global çapta bildiğimiz sarımsaklı kıyma kebabı ya da sarma değil, Adana kebabın kendinden yeşil soğan ve maydanoz eklenmiş hali. Gömün yahu bir porsiyon.
Eco’nun Yeri: Şimdi biz bu Ecevit Abimizi bilmiyorduk, Vedat Milör üstat gidip övünce bir aile ziyareti sırasında tattık, övgüyü hak ediyor. Sümbül Mahallesi üzerindeki küçük dükkanı tipik Adana Kebap lezzet duraklarından. Salaş mı salaş, vasat mı vasat dükkan yerel birkaç lezzeti yağı dumanında sunuyor. Vedat abi bizim buraları az bildiğinden çok puan vermiş olsa da, bizden orta üstü, üst altı puan aldığını belirtelim. (Dikkat öğleden hemen sonra servis kapanır)
Adana Yüzevler Kebapçısı: İşte en meşhur noktamız. Malumunuz hepinizin duyduğu üzere “Adana’da kebap salaş restoranda yenilir.” Biz de bunu bayağı içselleştirmiş Adanalılar olarak hayatımızda Yüzevler’in Adana şubesine uğramamıştık, ta ki keşfetsene açılanana kadar. Yılda birkaç kez yaptığımız Adana ziyaretlerimizden birinde siz okurlarımız için Türkiye’nin en meşhur ve yaygın zincirlerinden, İstanbul’da da çokça şubesi bulunan Yüzevler’i denedik, e hadi dürüst olalım içimize çok sinmese de memnun kaldık. Son derece lüks ambiyansı, duvarlarında tarih boyu gelmiş geçmiş binlerce ünlünün fotoğrafları, zengin mezeleri ile Adana’nın önemli mekanlarından olduğu bir gerçek. Bizim asla kare asımıza giremeyecek olsa da, yolunuz düşerse çekinceniz olmasın, Adanalıları olmasa da misafirlerimizi mutlu edecektir.
Recep Usta (Öz Gaziantep Kebap Salonu): Adana otogarı malumunuz binlerce insanın gelip geçtiği daha önemlisi bir o kadar adamın çalıştığı bir yer, böyle olunca Adana’nın en iyi kebapçılarından birkaçı da burada konuşlanıyor. Recep Usta da bunlardan biri. Turan Cemal Beriker Bulvarı üzerinde otogara yürüme mesafesindeki kebapçı bu işi bilen mekanlarımızdan. Adananın Anteplisi diyeceğimiz mekanda önerimiz kebap kadar Antep lezzeti olan küşlemeye de yürümeniz yönünde. Hele hele ikiden fazla kişi ya da iki aç obur insansanız ortaya tepsi söyleyin (karışık tabak) iki gün sonra kendinize geldiğinizde bize yazarsınız.
Kardeşler Börekçilik: Adana’nın birçok noktasında yer alan Kardeşler Börekçilik en iyi börekçilerin başında gelir. Hastaneler kavşağı ve Kuruköprü Obalar Caddesi şubeleri bizim uğrak yerlerimiz olup, bol bol yemenizi, yerken dilimlerin arasına biberiye turşularını sıkıştırmanızı, mümkünse hazırlanışında ustayı izlemenizi öneririz. Zaten Adana mutfağı notları’nda belirttiğimiz gibi videoya da alacaksınız işlemi.
Meşhur Kuruköprü Paça Salonu: En meşhur paçacılarımızın başında gelir. Adana’nın ve hatta belki de Türkiye’nin en hijyenik paçacılarındandır. Hani olmaz ya bir gün AB üyesi olur da kokoreç, sakatat yasaklanırsa burayı örnek alarak işi kotarabiliriz. Kesinlikle yolunuzu düşürün (Sefa Özler Caddesi / Kuruköprü) ve bu şölene eşlik edin, sakatat sevmeyen gezginleri de bu lezzetle tanışmak için bekleriz. Ayrıca tüm çorbacılarımızda olduğu gibi burada da sıcak humus yenmelidir mutlaka. Pastırmalı servis edilir.
Meşhur Kuruköprü Paça Salonu / Baraj Yolu: Baraj Yolu 4,5 durakta hizmet veren bu şubede Adana ev yemekleri dahil kebap dışındaki birçok ürünü bulabilir, bayıla bayıla yersiniz.
Kazım Büfe: Gazipaşa Parkı’nın hemen yanındaki Kazım Büfe, zamanında Hürriyet’in top 10 listesinde en iyi tostçular listesine girmiştir. Şehrin önemli yerel uğrak noktalarından olan bu küçük büfeye yolunuz düşerse mutlaka muzlu süt ve kaşarlı tost keyfini rotanızdan eksik etmeyin. Şalgamı da iyidir.
Ciğerci Mahmut: Ciğer malumunuz Adana’dan ziyade Urfa’nın ve Mersin’in işi. Ancak Adana’da da elbette en iyisi bulunur, bunun önemli örneklerinden biri Mahmut’tur. Adana Merkez Park’a yakın, Reşatbey’deki Mahmut Usta 1967’den beri ciğerlerini kendi pişiriyor, açıkçası işine ciğerini de katıyor. Canınız çeker, Adana’da 3 günden fazla vaktiniz var da kebap dışında kırmızı ete yoğunlaşmak isterseniz mutlaka deneyin, memnun kalırsınız.
Yağmur Kafe: Baraj Yolu 3,5 durak (Eski Topel Durağı’nda) yıllardır hizmet veren Yağmur Cafe özellikle soslu tavuk döneri için uğranılası dükkanlardan. Asla önceliğiniz olmasın ancak vaktiniz olur ve yolunuz düşerse öncelikle tercih edeceğiniz bir yer olmalı. Taflan’ın selamını söyleyin.

ADANA’NIN ÖZEL LEZZETLERİ

Adana ev hanımlarının ve benzer kültürlere göre tersi görülerek Adanalı erkeklerin ellerinden çıkan, Adana ev yemeklerinin sadece bir kısmını anlatabileceğimizi düşünüyoruz. Keşke her tatilci Adana’da bir tanıdık bulup ona misafir olsa. Ya da couchsurfing falan yapıp bir Adanalı aile ile tanışsanız ve bu olağanüstü lezzetleri, olağanüstü misafirperverlikle tadabilseniz. Biliyoruz bu çok kolay değil görünüyor, ancak bu şansa erişebilecekler için, hem desıkla bulunan kermes alanlarını yakalayabilecekler için derlemek istedik.
Fellah Köftesi (Sarımsaklı Köfte): İnce bulgurun (düğürcük) elde yuvalanması ve haşlanıp sarımsak sos ile servisine dayanan yine damak çatlatan bir lezzet. Memleketin birçoğunda benzerleri vardır ancak Adana’da bulursanız yumulun.
Fellah-Köftesi
Dolma, Yaprak Sarma, Kuru Dolma: Biber, Adana patlıcanı, yaprak, patates, domates… Nelisini bulursanız Türk mutfağının bu en özel lezzetini bir Adanalı hanımın ellerinden hazırlanmış bir tencerede yemelisiniz. Yoğurtla da iyi gider hani. (Kuru patlıcan dolması Antep’indir evet!)
Adana Patlıcan Dolma
Tava (Güveç): Bizde tava denir, Türkiye’de patlıcan güveç. Adana’nın meşhur bostan patlıcanı ile tadından yenmez olarak hazırlanan bu lezzet genelde evin erkeği tarafından hazırlanır ve fırınlanır. (Fırına verilir) Çok detay vermek istemiyoruz çünkü yazarken canımız çekti, ama şansınız olursa hem damağınızı kırın hem de Adana erkeğinin sanılanın aksine ne kadar da kibar olduğunu görün.
Kasap Sucuk: Bu tam bir ev yemeği değildir aslında, bulunduğu yerde yenilir diyelim. Şehir merkezinde kısıtlı imkanla buna erişebilirsiniz ancak yaylalara ulaştıkça yakaladığınız bu fırsatı ömürlük mideniz uğruna mutlaka deneyin lütfen. Bağırsağa henüz geçirilmemiş tazesini bulursanız, ölürsünüz haberiniz olsun.
Ev yapımı Sucuk
Sebze Yemekleri: Tamam patlıcan ve domates kral ancak Çukurova’nın bu verimli topraklarından şahane sebzelerin, bu maharetli ellerden de şahane sebze yemeklerinin çıktığını unutmayın. Fasulye, domates silkmesi, kabak çintme, bamya, kabak v.s. akla gelen her yemek evlerde şahane pişer, ancak genelde zeytinyağı yerine ay çiçek yağı kullanılır, çoğunlukla da hafif de olsa etlidir.
Adana Mantısı: Bildiğiniz mantılar kulakçıklı açılır, bunun kapama sırasında son hamuru yuvarlanır. Bir de daha büyük kesilen hamur sebebiyle Kayseri Mantısının 4-5 katı olan Adana mantısının en önemli özelliği kızartılmasıdır. Haşlama öncesi kızartılan mantıların çatur çutur çerez gibi yenmesi de olağanüstü bir lezzettir. Ayrıca bu mantılar kızartıldıktan sonra uzun uzun bekletilebilir ve vakti gelince misafire sunulur. Ayrıca şehir dışında yaşayan akraba ve öğrencilere de gönderimi çok kolaylaşır.
Adana Mantısı
Analı Kızlı: Aslen Malatya yöresine ait olan analı kızlı, büyük içli köftelere (ana) eşlik eden küçük bulgur köfteleri (kız) ile hazırlanan enfes bir sulu yemektir. Bulursanız kaşık kaşık götürün.
Yüksük Çorbası: Yayla çorbasının benzeri olan bu tat, bugün hazır gıda sektöründe de yöresel çorbalarımızdan biri olarak görülebiliyor. Hamur parçaları, et ve nohut ana ürünler gibi görülse de, baharat, salça ve yoğurt lezzet kaynakları.
Yüksek Çorbası
Ekşili Köfte (çorbası): Analı kızlıya göre daha hazırlanan doyurucu bir bulgur çorbası. İçli köfteden oluşan anaları iptal edip, yerine küçük etler ve bol ekşi koyar kaynatırsınız, alın size katığı bol bir yöresel lezzet. Efsane diyelim.
Sini Köftesi: Ülkemizin en özel yemeklerinden içli köftenin dış malzemesinin tepsiye (siniye) yayılması, iç malzemenin dökülmesi ve tekrar dış malzeme ile kaplanması ile yapılır. Börek gibi düşünün, dışı yağlı salçalı cevizli kıymalı bulgur, içi cevizli içli köfte içi. 
Sini Köftesi

ADANA’YA ULAŞIM ALTERNATİFLERİ

Ülkemizin beşinci büyük şehri olup, coğrafi olarak da ‘ortasında’ yer alan bu kentine ulaşım her yerden oldukça kolay ve bol alternatiflidir. (Osmaniye’nin ayrılmasıyla Adana dördüncülükten beşinciliğe gerilemiştir.)
Ulaşım ana başlıklarımız şunlar:
  • Uçakla Adana’ya nasıl gidilir
  • Tren Yoluyla Adana’ya nasıl gidilir
  • Kara Yoluyla Adana’ya nasıl gidilir
Sabancı Merkez Camii

Uçakla Adana:

Adana Şakirpaşa Havalimanı uzun yıllardır hizmet veren, uluslararası bir havaalanıdır. Türkiye’nin onlarca noktasından direkt uçuşlar olduğu gibi, Almanya’dan, Fransa’ya, Kıbrıs’a birçok yerden dış hat uçuşu da bulunur. Bazılarının süreleri şöyle;
  • Adana – İstanbul arası uçuş süresi 1 saat 25 dakika,
  • Adana – İzmir arası uçakla 1,5 saat kadar,
  • Adana – Antalya arası uçuş süresi 1 saat 5 dakika,
  • Adana – Ankara arası uçakla 55 dakika,
  • Adana – Diyarbakır arası uçuş süresi 1 saat 15 dakika sürer.
THY, Pegasus, Atlas Jet, Anadolu Jet, Onur Air, Sun Express, Bora Jet gibi ülkemizde hizmet veren tüm havayolu şirketlerinin Adana’ya tarifeli uçuşları vardır.

Trenle Adana:

Şehrin tam merkezinde tarihi bir tren garı vardır ve birçok yere trenle rahatlıkla gidilebilir. Mersin en yaygın hat olmakla birlikte, doğu ve güneydoğu illerine, Eskişehir, Kayseri, Ankara ve İstanbul gibi ülkenin dört bir yanına da rahatlıkla gidilir. İstanbul – Adana arası trenle 18,5 saat kadar süren bir işkence olup, mantıklı hatlar olan Adana Konya arası trenle 6,5 saat; karşılıklı gece trenleriyle Ankara – Adana arası 11,50 saat sürer… Adana’da görülecek yerler listemizde olan tarihi Adana Tren Garı ve aşağıda fotoğraftaki Varda Köprüsü’nü de görme şansınız olur.
Varda Köprüsü -2

Kara Yoluyla Adana:

  • Adana’dan 5 dakikada bir Mersin’e 1 saat sürecek yolculuklar için tren, otobüs ve minibüsler kullanabilirsiniz. Detaylar Adana Şehir İçi Ulaşım Rehberimizde.
  • Adana – İstanbul arası kara yoluyla 940 kilometre kadar olup otobüsle molalarla birlikte 12 saat kadar sürer. Hususi araçla gitmek için yollar iyidir.
  • Ankara – Adana arası kara yoluyla 490 km kadar olup otobüsle molalarla 6,5 saat kadar sürer. Yollar yine iyidir. Aksaray üzeri gidilmesi önerilir.
  • Adana – İzmir arası kara yoluyla Turgutlu, Salihli üzerinden 900; Aydın, Nazilli üzerinden 970 km. civarlarındadır. İzmir – Adana arası şehirler arası otobüsler 14,5 saat civarında yolcu taşır.
  • Konya – Adana arası kara yoluyla Karapınar-Pozantı üzerinden 345 km. olup 5 saat kadar sürer, ancak otobüsler Mersin, Silifke, Karaman üzerinden sahil yolunu kullanır, 6,5 saat kadar sürede varır.
  • Adana – Hatay arası 180 km. kadardır, şehirler arası otobüslerle 2,5 – 3 saat kadar sürer, şahsi araçla genelde 2 saatte yol alınır.

ADANALI OLMAK


Adana ve Adanalılık üzerine yazılması gereken kültürel bir parçası olmuş olur. Ne ben ne Barış öyle klasik Adanalı tanımına çok uymayız, hatta birkaç hemşehrimiz bizi “Beyaz Adanalı” olmakla suçlar, varsın olsun, klasik Adanalı tanımının yapılamayacağı gerçeğini ona hatırlatmak lazım.
Biz biraz mikro milliyetçi bir kent kültüründen geliyoruz şüphesiz. Elbette bu ülkenin en az 60, 70 şehri için geçerlidir bu durum ancak Adanalılık gerçekten biraz farklıdır, çünkü dibine kadar ülkeye karışmış olsa da buranın kültürü nevi şahsına münhasır olmanın fazla ötesine geçmiştir. Tabii ki Dünyalılık uğruna ilerlediğimiz yolculuğumuzda şehircilik ya da hemşehricilik bizim için çok bir şey ifade etmiyor ama, hem bir rehber niteliğindeki Keşfetsene‘de yazı yazarken çok objektif olma, hem de kaç yıl beslenmiş olduğum toprağı anlatırken ‘o kadar da objektif olamayacağım’ dengesinde bir yazı, buyurun, hoş geldiniz memleketimize.


1- Adanalılar genellenemez:

Burada Adanalı birkaç ünlü ile lafa gireyim, sizin en bildiklerinizden Şener Şen, Yılmaz Güney, Ferdi Tayfur, Fatih Terim, Kıvanç Tatlıtuğ beşlisini yan yana koyun bi’ hele. Hangi benzer özelliğini gördüğünüzü aşağı yorum olarak yazarsanız seviniriz.

2- Adanalılar genellenebilir:

Bak işte burada kim olursa olsun, bu coğrafyada yaşayanların çok temel özellikleri vardır.
  • Adana’da “Biz” kültürü vardır: “Bize gidek, bizde kalak, bizde yiyek” ile biter bütün sokak buluşmaları. “Bize mi dedin, bizde mi, bize de mi?” diye başlar bütün sokak kavgaları.
  • Adana Çok Sıcaktır: Hem şehrin çakma kış dışındaki üç mevsimi, hem de on üç milletten gelmiş insanı çok sıcaktır. Üstüne kebabı da sıcaktır, küfrü kavgası da. İnsanının sevgisi de sıcacıktır, toprakların verimli kucağı da sıcaktır.
  • Adana Acıdır: Bu acılık sadece kebapta, biberde, sizin şalgam suyu dediğiniz şalgamda değil aslında, insanındadır acı. Tarım ülkesinin en verimli topraklarında mevsimlik işçi diye köyünden getirilen pamuk ırgatının da acısı buradadır, her yıl sulama kanallarında boğulan çocukların acıları da kentin ta meydanındadır. “Durumumuz yog gurban” seviyesindeki işsizliği de burada görüsün, ülkenin en varlıklı insanlarının ve ailelerinin de ter akıttığı kaldırımlar altındaki çarpık yaşamı da hissedersin. Kerpiçten kırma, betondan bozma 20 metrekare damında 15 kişi uyunan aileler de bizdedir, sizin daha televizyonlarda göremediğiniz zenginlikler de ilk Adana’ya yer etmiştir.
  • Adana Zengindir: Lafa gerek yok, gidin TÜİK rakamlarına bakın, on yıllardır değişmemiş bir gerçektir ki bu şehirde para vardır. Yemesini de biliriz evvel Allah.
  • Adana ucuzdur: Evler pek pahalıdır bizim memlekette. Toprak meraklılığından ve geleneksel gayrı menkul merakından gelir, oysa ki kiralar oldukça ucuzdur. E öyle olunca dükkanlar da, ham madde de çok pahalı olmamış, şehre bereket yağmıştır. Bizde yeme içme ucuzdur evet, yaşam da ucuzdur, ulaşım da. İşin komiği su çok pahalıdır ama çeşmeden kana kana içilir, bir diğer yanda ise ‘hayat’ pek ucuzdur ülkenin tamamında olduğu gibi. Kolay ölürsün bu memlekette.
  • Adana uçlarda yaşar: Kendimi bildim bileli bu memleket konusunda en derin tespitim budur, “biz fazla uçlarda yaşıyoruz aga.” Tamam bütün aşklar aşktır ama Adanalı’nın aşkının eşini benzerini ne İtalya’da gördüm, ne Fransa’da. Kavga özellikle bizim toplumun olmazsa olmazı ne yazık ki, bizdeyse fena. İki grup karşılıklı bir araya gelsin çocuksu bir mahalle atışmasında, yahu bir taraftan biri, diğerini tanıyınca durulur di’ mi sular, yok işte bizde, öz kardeş karşı tarafta ise dahi çekilebilir bazen bıçaklar… Kötüdür kavgamız. Bütün memleket küfürcüdür, küfürlüdür, Adana’da küfür Allah’a edilir, siz hep yanlış anlarsınız, aslında geneli dinine bağlı insanlardır hemşehrilerimin ama ağız alışkanlığı biraz Allah’ına küfrederiz. Ama dikkat küfrettiğimiz Allah değil, Allah’ıdır. Ne demek, en dibi demek, hani senin en en en dibine söverim ben demek, daha ötesi yoktur bilader.
  • Adana kokar: Nisan ortası, mayıs sonu boyunca 40 gün kadar portakal çiçeği kokar. Şehrimizin bütün boş alanlarında, yol ortası refüjlerinde, kenar kaldırımlarda turunç ağaçlarımız vardır, kimse de pek tenezzül etmez toplamaya, işte onun çiçeği çok güzel kokar. Havaalanından ya da otogardan inerken sizi karşılar, hiç de geri bırakmaz. Ondan sonra haziran – eylül boyunca ter kokar. E malum sıcak fena. Bir de 365 gün kebap kokar. İki köşenin birindeki kebapçımızın dumanı, damlardan sık sık yükselen mangal kokusuna karışır ve sizi hep ama hep acıktırır.
Adana Pamuk Tarlası

ADANALIYIK ALLAH’IN ADAMIYIK ŞİİRİ

Orijinali tabiatı gereği oldukça küfürlü olmakla beraber, biz en azından yumuşatılmışını paylaşmak isteriz. Çok fazla versiyonu olduğunu da hatırlatalım:
Adanalıyık Allah’ın adamıyık
Uçağa kafa atar, trene çelme takarık
Hem namaz kılarık, hem şarap içerik
Adanalıyık Allaa’n adamıyık
Virajda sollarık, düzde basarık
Gündüz pamuk toplarık, gece avrat hoplatırık
Ete para vermeyik, kuru fasulya yerik
Tabanca bıçak bizde oyuncak
Mapushane evimiz, kelepçe kol saatimiz
Adanalıyık Allah’ın adamıyık
Bici yerik, şalgam içerik
Gündüz tarlaya, geceleri hanıma dalarık
Atsız kalırık, avratsız kalmayık
Ceketi satar
Asfaltta yatarık
Dört hanım alırık
Kaynanaya sarkarık
Gene de doymayık
Adanalıyık Allah’ın adamıyık
Mavrasız hiç kalmayık

ADANA’DA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

Adana’nın geleneksel açıdan çok turistik bir şehir olduğunu söylemek yanlış olur. Tarım, iş ve sanayi kenti olan bu Adana’nın yabancı misafirleri genelde ticari amaçlarla gelen iş insanları ya da transfer yolculardır. Ancak ciddi bir gastronomi turizmi de özellikle ülkemizde uçuşların kolaylaşması ve büyük şehirlerdeki lezzetleri kaybolması ile gelişmektedir. Ayrıca Adana, sağlık turizmi açısından da bölgesinde lider olmakla birlikte ülkemizin yüz akıdır. Özellikle belirtelim ki Adana’nın tarihi yapısı tam bir ‘gerçeklik’ barındırır, neredeyse Ege illeri kadar çok sayıda antik kente toprak sahipliği yapan bu Çukurova kenti yılların tarihi birikimi ve zengin toprakları ile, Adana’da görülecek tarihi ve kültürel birçok eseri barındırıyor. Adana gezisi, yavaş yavaş yapılacak, sindirilecek, doya doya yenilen yemeklerin eşlik edeceği bir yolculuk.

Adana Şehir İçinde Gezilecek Yerler

Adana Taş Köprü: Adana’nın sembol yapısı Taş Köprü taaa Roma döneminde yapılmış, günümüzde Seyhan ve Yüreğir merkez ilçelerini birbirine bağlayan tarihi bir yapıdır. Birkaç sene öncesine kadar araç trafiğine de açık olan yapı bu özelliğiyle Dünya’nın araç trafiğine açık en eski köprüsüdür. 21 gözlü inşa edilen köprünün kara kısmı dolgularla küçülerek bugün 14 gözlü olarak ayaklı tarih olarak şehrin tam ortasında heybetiyle dikilmektedir.
Adana Taş Köprü
Adana Ulu Cami: (Ramazanoğlulları Cami): Adana’nın sembol yapılarındandır. Tarih dersleri boyunca anlatılan beylikler var ya, hah onlardan Ramazanoğulları döneminde; 1541’te tamamlanmış tarihi bir yapıdır. Mimarisi Selçuk ve Memluk tarzını taşır. Merkez Camii’den önce Adana’nın en büyük camisidir.
Adana Ulu Cami
Adana Merkez Sabancı Camii: Seyhan Nehri’nin hemen kıyısında, aynı isimli Adana Merkez Park’ın yanında camii Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun en büyük camisidir. 99 metre yükseklikteki 6 minaresi ile etkileyici bir eserdir. Hakkında detaylı bilgi yazımız ileride eklenecek.
Sabancı Merkez Cami
Adana Arkeoloji Müzesi: Tarih boyu defalarca kez taşınmış olup, şu an şehrin merkezinde Reşatbey’de ziyarete açıktır. Çukurova bölgesindeki arkeolojik kazılardan çıkan eserler sergilenir. Giriş 5 TL olup müze kart geçerlidir, ancak 2014 itibariyle geçici olarak ziyarete kapalıdır.
Adana Merkez Park: Sabancı Merkez Camii ile birlikte nehrin kenarında yer alan devasa alan gerçekten botanik bir nefes alanıdır. Oldukça geniş çim alanda, çeşitli ağaçlar ve doğanın huzuru Avrupai merkez kent park kültürünün önemli bir örneğidir.
Adana Merkez Park
Tarihi Kazancılar Çarşısı: Büyük Saat’in yanında yer alan tarihi çarşı, geleneksel Anadolu kapalıçarşı örneklerinin eskilerinden biridir. Bakırcıların ve kazancıların çarşısı olsa da günümüzde gündelik ihtiyaçlara yönelik her türlü dükkan bulunur.
Büyük Saat: 32 metre uzunluğu ile Türkiye’nin en büyük saat kulesidir. 1881’de inşasına başlanıp 1 yılda hizmete açılmıştır. Malum o dönem saat kuleleri modernleşmenin sembolüdür. Kendisinden 5 sene sonra inşa edilen ülkemizin en büyük ikinci saat kulesi Dolmabahçe Saat Kulesi’nden (27 metre) 5 metre daha uzundur. Şehrin çarşı bölümünde yer alır. Belediyenin armasında yer alan kule budur.
Büyük Saat
Adana Çarşı Hamamı: Büyük saatin karşısındaki hamamın önü dükkanlarla kapatılmıştır. Yine Ramazanoğulları döneminden kalan haman 1529’dan beri açıktır. Şuanda da yarım gün kadınlara, yarım gün erkeklere hizmet veren özel işletmedir.
Adana Etnografya Müzesi: Çukurova’nın yerlileri ve Toroslar’ın yerlileri sayabileceğimiz yörüklere yönelik tarihi eşyaları barındıran müze 1983’te açılmış, şehir merkezi Kuruköprü Mahallesi’ndedir. Bizi içindekilerden ziyade 1845’te inşa edilmiş bir kilise olan binası etkiler. Giriş ücretsizdir.
Adana Etnografya Müzesi

Misis Mozaik Müzesi: Adana Arkeoloji Müzesi’ne bağlı olarak hizmet veren, sadece meraklısına yönelik içerik bulunduran, Antik Misis döneminden kalma mozaiklerin sergilendiği bir müzedir.  Önceliğiniz olmasın deriz. Giriş ücretsizdir.
Çoban Dede parkı ve Çoban Dede Türbesi: Şehrin tarihinde yer edinmiş Karslı köyü’nün önde gelenlerinden Çoban Dede’nin türbesi nedeniyle gündüz ibadete, doğal yapısı ve nehir manzarası sebebiyle de gece akşamcılara hizmet veren multikültürel bu bölge Seyhan Nehri’nin kıyısında bir tepededir… Önceliğiniz olmasın ancak vakit çoksa gidilebilir.
Çoban Dede Türbesi
Hasan Ağa Camii: Adana’daki tek Osmanlı mimarisi eseri camidir. 1558 yılında çivi kullanmadan yapılmış olması özelliğiyle turistik değeri vardır. Sade, alçak katlı, tek şerefeli bir minareye sahiptir.
Seyhan Barajı, Baraj Gölü: Akdeniz’e dökülen en büyük akarsu olan Seyhan Nehri, Adana il merkezine de yıllar boyu katkı sağlamış durumda. Bu doğal güzellik, zamanında taşkınları önlemek için bir barajla ve aynı baraj üzerindeki güzellikleriyle de yerel halka serinleme fırsatı sunuyor. Siz de Adanalılar gibi nehir kıyısında yürüyüş yapabilir, atıştırabilir ve keyif çatabilirsiniz.
Seyhan Baraj Gölü -2
Eski Baraj ve Regülatör Köprü: Adana yeme içme notlarımızda bulunan birçok basit lezzeti keşfedebileceğiniz baraj gölü kıyısı ve eski bagaj, aynı zamanda Seyhan regülatör köprüsü ile kıyı şeridi ile de gezinmek için birebir. Sokak tezgahlarından bici bici, şalgam suyu v.s. için iyi bir noktadır.
Regülatör Köprü -2
Adana Atatürk Evi Müzesi: 1923’te Ata’nın kenti ziyaretinde konuk olduğu ev, 1981’de doğumunun yüzüncü yılında müze olarak hizmete açılmıştır. İçeriği kadar 19.yy tipik Adana evlerinin korunmuş önemli bir örneği olan binada çeşitli odalar ziyarete açıktır. Merkez Yüreğir ilçesi Seyhan Caddesi’ndedir. Kültür Bakanlığı’na bağlı olup giriş ücretsizdir.
Adana Atatürk Evi
Dilberler Sekisi: Yeni Adana Projeleri kapsamında Seyhan Nehri kıyısında yapılmış sekidir. Yürüyüş ve bisiklet yoluyla birlikte var olan göl ve nehir manzaralı kafe ile hizmet verir. Dinlence, spor ve mesire alanıdır.

Adana Civarında Gezilecek Yerler

Anavarza Kalesi ve Antik Kenti: Merkezden 70 km. kadar mesafede Kozan ilçesinin Ceyhan ilçe sınırında antik dönemden kalan Anavarza Kenti’nde ne yazık ki günümüzde neredeyse hiçbir şey ayakta değildir. Klikya’nın bu önemli eserinden sadece hamam, kilise, devasa sur ve sütunlu yol şuan yaşıyor olmakla birlikte, kentin zirvesindeki kale oldukça sağlam bir şekilde ayaktadır. Kültür Bakanlığı’na bağlı Anavarza Ören Yeri’nin girişi ücretsizdir.
Anavarza
Misis Antik Kenti: Ceyhan Nehri kıyısında tarihi İpek Yolu’nun bir parçası olarak kalan bölge tarih boyu on beşten fazla medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bir yapının mozaik taban döşemeleri, akropol surları, hamam, su kemerleri ve 9 gözlü bir taş köprü hâlâ yaşatabildiğimiz kalıntılar olarak ülkemizin topraklarını beslemektedir ve Adana’nın şehir dışında görülecek yerleri listesinin başında yer alır.
Şahmeran Kalesi: (Yılankale) (Yılanlıkale): Adana il sınırları içinde kalan yapı şehir merkezinden biraz uzaktadır. Çukurova’nın ender yükseltilerinden birine konumlanmış olup, tarih boyu İpek Yoluna bekçilik yapmış olan bu eser, ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk sunuyor. 12. yy’dan kalan yapının resmi adı Yılankale olmakla beraber biz Adanalılar Şahmeran deriz niyeyse.
Şar Antik Kenti: Uzak Tufanbeyli İlçesi’nin kuzeyinde Kayseri sınırlarına çok çok yakın alanda Hitit, Roma ve Bizans eserleri yer alır. Günümüze ayakta kalabilmiş eserlerin çoğu Roma dönemine aittir. Giriş ücretsiz olup, bizim hiç gitmemiş olduğumuzu belirtelim.
Şar Antik Kenti
Ayaş Antik Kenti: Adana’nın aynı zamanda bir Akdeniz şehri olduğunun ve denize kıyısının olduğunu gösterircesine (Haritadan bakınca herkes Adana’yı deniz kıyısında sanar, oysa ki il merkezi denize bayağı mesafelidir) kıyı ilçemiz Yumurtalık’ta yer alan şirin liman kasabası ve tarihi kalıntıların yerleşimi. MÖ 4’ün sonlarında MÖ 3’e yakın yapılan savaşta Büyük İskender’in, Pers İmparatoru Dara’yı yenmesinin ardına yerleşen Makedon komutanlar tarafından inşa edilmiş bir liman kenttir. Vakti olanların gitmesini öneririz.
Varda Köprüsü: Batı tarafında Karaisalı ilçesinde yer alan bu muazzam demir yolu köprüsü 99 metre yüksekliğinde ve 200 metre uzunluğundadır, 1912’de Almanlar tarafından inşa edilmiştir. Sadece yapıyı görmek için bile giden gezginler bulunmaktadır. İlçe, konuklarına köprü ile birlikte Kapıkaya Kanyonu’nun doğal güzelliklerini de vadeder.
Varda Köprüsü
Feke Kalesi: Feke ilçesindeki bu tarihi kale de İpek Yolu’nun bir başka korucusudur. 12. yüzyıldan kalma kalenin kendi kadar, manzarası etkileyicidir. İçindeki bahçesi ve havuzu günümüze kadar yaşamayı başarmıştır. Feke Adana’ya 125 km. kadar mesafededir.
Feke Kalesi
Adana Sahilleri, Yumurtalık ve Karataş İlçeleri: Keşfetsene‘de dürüstlük esastır. O zaman açık konuşalım sahil turisti profili, bu bölgede biraz düşüktür. Öyle geleneksel Akdeniz sahillerindeki kitleyi beklemeyin. Deniz kalitesi de düşüktür, kumsallar da oldukça bakımsızdır. Hemşehrilerimiz ve dostlarımız kızmasın, biz kimseye önermeyiz. Antalya olmuyorsa da Mersin’e gidilsin daha kaliteli deniz keyfi için.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder