29 Haziran 2015 Pazartesi

Marilyn Monroe’nin İlk Profesyonel Fotoğraflarının Şaşırtan Fiyatı

Dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak düşünülen efsanevi Marilyn Monroe’yi mutlaka biliyorsunuzdur diye düşünüyorum. Ünlü sanatçı hakkından bahsedeceğimiz bugünkü yazımız da eminim ki sanatçının severleri tarafından oldukça ilgiyle okunacaktır. Ama öncelikle Marilyn Monroe hakkında fazla bilgisi olmayanlar için sanatçıyı kısaca tanıtalım.

1 Haziran 1926 Los Angeles doğumlu olup, asıl adı Norma Jean Morterson olan başarılı kadın; ünlü olduktan sonra ismini değiştirerek bizim bildiğimiz Marilyn Monroe olarak anılmaya başlandı. 1942 yılında henüz 16 yaşındayken işçi olan eşi James Doughtery ile evlenen Monroe, 4 yıl süren kısa bir evlilikten sonra eşinden boşandı. O yıllarda savaş malzemesi üreten bir fabrikada işçi olarak çalışan Monroe, karşılaştığı bir ordu fotoğrafçısının kendisine çok güzel olduğunu ve neden modellik yapmadığını sorduğunda, ünlü ismin de aklına bu modellik yapma fikri düşmüş oldu. Daha sonra 20 yaşındayken başladığı modellik işiyle, 1950 ve 1960’ların en beğenilen sanatçılarından biri oldu.

Ünlü olma yoluna modellikle başlayan Monroe, oyunculuk ve şarkıcılıkta da başarısını kanıtladı ve inanların gözünde bir pop ikonu olmayı başardı. “How To Marry a Millionaire, Some Like It Hot” gibi filmleriyle gönüllerde taht kuran yıldız, 1962 yılında bazılarının bir intihar olarak düşündüğü şekilde, aşırı dozda uyku hapı alarak hayata veda etti. Nihai olarak, kısaca tanıtmış olduğumuz ünlü ismin hayatını ana hatlarıyla inceledik. Bugünkü haberimizde de Marilyn Monroe’nun ünlülük yolunda atılmış ilk adımları olan, sanatçının daha 20 yaşındayken çekilen fotoğraflarını inceleyeceğiz.

İşte karşınızda Marilyn Monroe’nin ilk modellik fotoğrafları ve şaşıracağınız fiyatı:

Marilyn Monroe’nin İlk Modellik Fotoğrafları

4.610 Dolar

Henry Aldridge&Son Açık Arttırma Evin’de sergilenen ünlünün ilk fotoğrafları, açık arttırma yoluyla 4.610 dolar karşılığında bir koleksiyoncuya satıldı. Bunun üzerine açık arttırmanın yöneticisi olan Andrew Aldridge büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını belirterek, bu kadar ender bulunan bir fotoğrafın sadece 4.610 dolar etmesine çok şaşırdığını belirtti. Nitekim fotoğrafları alan kişinin ayrıca fotoğrafın basım ve telif haklarına da sahip olacağını belirtti. Yine de Marily Monroe’nin çekilmiş ilk fotoğrafları için 4.610 dolardan yukarıya kimse çıkmadı.

Ünlü sanatçının profesyonel olarak çekilmiş olan ilk fotoğrafları, 6 Mart 1946’da Joseph Jasgur isimli bir fotoğrafçı tarafından çekildi. Fotoğraflarının çekildiği sırada henüz 20 yaşında olan o zamanki ismiyle Norma Jeane Baker, oldukça deneyimsiz ve bir o kadar da masumdu. Yüzünde mükemmel bir gülümsemeyle kameraya poz vermeye çalışan Norma, o zamanlar bizim bildiğimiz Marily Monroe gibi değildi. Biraz daha kilolu olan ve daha koyu renkteki dalgalı harika saçlarıyla, Malibu sahillerinde üzerinde bikinisiyle acemice pozlar veren Norma, bu fotoğraflarla ünlü olduktan sonraki sarışın halinden oldukça farklı bir güzelliğe sahip gibi görünüyor.


25 Haziran 2015 Perşembe

Birkaç ipucu; kilo vermek için birkaç öneri


Kilo probleminiz var ve bu sizin psikolojinizi, sosyal hayatınızı, sağlığınızı olumsuz yönde de etkilemeye başladı ve kilo vermek istiyorsunuz. Zayıflamak isteyenlere yardımcı olabilecek birkaç önerim olacak.

 

Nereden başlayalım?

Daha sağlıklı bir kilo kaybı için asla kulaktan dolma bilgilerle yola çıkmayın aksi takdirde kilo vermeyi bırakın sağlık sorunlarınız da oluşabilir.

Zayıflama programınız size özel olmalıdır; kan bulgularınıza, vücut analiz sonuçlarınıza, yaşam tarzınıza, varsa hastalıklarınıza, kullanıyorsanız ilaçlarınıza göre düzenli kontrollerle diyetisyen tarafından hazırlanmalıdır.

Birkaç ipucu

Programınız süresince beslenmenizde dikkat edeceğiniz birkaç unsur kilo vermenizi hızlandıracaktır.

*Düzgün aralıklarla öğün yapın; az ve sık beslenme kilo kaybını hem hızlandıracak hem de verdiğiniz kilonun kalıcı olmasını sağlayacaktır. Atladığınız öğünler kalori açısından asla kar olmayacak.

*Porsiyon miktarınızı azaltın; elbette günlük aldığınız kalorinin azalması önemli ama ne kadar yediğiniz değil ne yediğiniz önemlidir.

*Yağlı ürünlerden kaçının; en hızlı depo edilen besin öğesi yağdır ve verdiği kalori diğer besin öğelerinden 2 kattan fazladır. 

*Su içmeyi unutmayın; su yediğiniz yiyeceklerin sindirilmesini, vücuttan atılmasını, toksik maddelerin atımını, metabolizmanın çalışmasını, vücut ısı denetimini sağlamaktadır. Günde içtiğiniz çay, kahve hariç 2-2,5lt. su içmelisiniz.

*Şeker ve şekerli yiyeceklerden uzak durun; kilo vermenizi engelleyen en büyük düşmandır şeker, hem kalori miktarı yüksektir hem de kan şekerinizi düzensizleştirmektedir. Ayrıca besin öğesi bakımından da oldukça fakirdir.

*Her öğün lifli beslenin; lif oranı yüksek olan sebze, meyve, kurubaklagiller, tahıllı ürünler, kuruyemişler ana ve ara öğünlerinizde ihtiyacınız ölçüsünde tüketilmelidir.

*Tuz tüketiminizi azaltın, yemeklerinizi daha çok baharatlandırın. Eğer mide ve sindirim probleminiz yoksa acı biberin sindirimi ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisi var.


Avokado



 

Eşsiz Bir Meyve.. Avakado

Avakado pek de alışkın olmadığımız bir meyve ama artık çoğu yemeklerin içerisinde yer almaya başladı. Meyveler birçok vitamin ve mineralleri içermektedir ama hepsinde her besin öğesi de olmayabilir. Ama avakado birçok besin öğesini içeren mucizevi bir meyvedir.

*Kalp sağlığı için faydalı olan tekli doymamış yağ asitlerinden zengindir. Bu nedenle LDL yani kötü kolesterol seviyesini düşürücü,  HDL yani iyi kolesterol seviyesini artırıcı etkisi vardır.

*Tansiyonu dengeleyici özelliği bulunmaktadır. Kan basıncını dengeleyen potasyumdan zengindir.

*Göz sağlığı için faydalı olan beta-karoten, lutein ve zeaksantin içerir.

* Avakado C, B, E, K vitaminlerini diğer meyvelere göre yüksek oranda içerir.

*Seratonin yani mutluluk hormonu sentezlenmesine yardımcıdır.

*Lif içeriğinin yüksek olması nedeniyle hem kilo kontrolü için hem de kabızlık problemi olanlar için faydalıdır. Yağ içermesi tokluk hissinin de artmasına yardımcıdır.

*Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği vardır.

*Demirden zengin olması nedeniyle demir eksikliği tedavisinde yardımcıdır.
 
*Olgun ve iri olanları tercih etmeli, ham ise olgunlaşması için kese kağıdına koyup muz veya elma ile birlikte oda ısısında bekletilmelidir.

*Avakadoyu salatalarınıza, soslu yemeklerinize hatta makarnanıza da ilave edebilirsiniz. 

Sağlıklı Beslenin, Sağlıklı Yaşayın..


Nakışlı ve romantik dantel


24 Haziran 2015 Çarşamba

Tiroid Hormonlarının çalışmasını azaltan yiyecekler

*Tiroid hormonlarının çalışmasını azaltan yiyecekleri; beyaz lahana, kara lahana, karnabahar, brokoli, turp, brüksel lahanası, hardal, soya fasulyesi, yer fıstığı, darıyı çok fazla özellikle çiğ olarak tüketmemelisiniz. Pişirerek tüketmeniz guatrojen madde miktarını azaltacağından daha sağlıklı olacaktır.
*Tiroidde en fazla görülen problem ödemdir. Bu nedenle su tüketiminizi asla ihmal etmeyin, günde 2-2,5 lt su içmeye çalışın.
*Çikolata bakırdan zengin bir yiyecektir ama kadmiyumda içermesinden dolayı tiroid hastalarının dikkatli tüketmesi gerekmektedir. Fazla alınan kadmiyum selenyumu vücuttan atar. 
*Hipertiroidi olanlar süt, peynir, deniz mahsulleri, mor lahana, turp, kuruyemiş
 tüketimini azaltmalılar. Çay, kahve, alkol ve nikotin metabolizma hızını artıracağından tüketmemeye çalışmalılar. 
*Sağlıklı yaşamın ikincil kuralı düzenli egzersizdir. Hem metabolizmanın hızlanması, hem tiroid hormonuna karşı doku duyarlılığının artması, hem de kas artışı için düzenli egzersiz en azından yürüyüş yapmalısınız.
*Stres birçok hastalık gibi tiroid bulgularını da tetikler, özellikle bahar aylarında psikolojik yapının değişmesiyle hormonal değişimde görülebilmektedir. Bu nedenle stresle baş etmek için elinizden geleni yapmaya çalışın.


Tiroid belirtileri

Tiroid bezinin yetersiz çalışması halinde ne gibi belirti ve problemlerin ortaya çıkacağını da kısaca gözden geçirelim.

Çünkü çoğumuzun aklına hala hipotiroiti denince kabızlık, ciltte kuruma, sarımsı soluk bir renk alma, ilerleyici kilo kazanımı veya kilo vermede zorlanma, ödem hali, ses kalınlaşması veya sertse kısılma, çatallanma, saç dökülmesi, kaşlarda dökülme, tırnaklarda kırılma, terlemede azalma gibi belirtiler gelir.

Oysa sıradan bir “kolay yorulma” ? belirtisi özellikle ilerleyici bir bitkinliğe, enerji azlığına dönüşmüşse, unutkanlık sorunu giderek ilerlemeye başlamış, odaklanma güçlüğü ve düşünme hızında yavaşlamaya yol açmışsa, sabah yorgunlukları, anlamsız yere üşümeler varsa bunlar da ufuktaki bir hipertiroitinin ilk görüntüleri olabilir.



Posted via Blogaway


23 Haziran 2015 Salı

Beyin fonksiyonlarınızı ileriki yaşlarda aktif tutmayı sağlamak için mutlaka bunları yapın. İşte beyni canlı tutmak için 10 yol.






SAĞLIKLI BESLENME

Sağlıklı beslenmekten kasıt sağlıklı yiyecekler ve düzenli beslenme. Sağlıklı beslenmek sağlıklı yaşam tarzının da olmazsa olmazıdır. Yeterli ve sağlıklı beslenmek beyin hücrelerinin kendilerini tamir etmelerine de imkan sağlar. Bunun için protein, yağ ve vitaminlerle dengelenmiş bir beslenme son derece önem taşır. Beslenme alışkanlığında kesinlikle rafine şekerden kaçınmak gerekir.

MÜZİK DİNLEME

Özellikle klasik müzik beynin gelişmesi için çok yararlı. Klasik müziğin ağrı ve stresi azalttığı, kan basıncını düşürdüğü, olumlu duyguları teşvik ettiği, uykusuzluğu düzelttiği ve beyin dalgalarını düzene soktuğu çeşitli çalışmalarda ortaya konulmuştur. Bu nedenle klasik müziği hayatınıza daha fazla sokun ve en azından işe gidip gelişlerde ya da uyumadan önce klasik müzik dinlemeyi ihmal etmeyin.

EGZERSİZ YAPMA

Egzersiz yapmak hem vücudumuz hem de beynimiz için yararlı. Egzersizle pek çok hormon salgılanır. Bunlar stres düzeyini azaltmada katkı sağlar. Bol oksijen beyinde olumlu etkiler yaratır. Haftada sadece bir kez aerobik egzersiz yapanlarda, yapmayanlara göre beyin fonksiyonlarında %30 iyileşme saptandığını biliyor muydunuz?

BULMACA ÇÖZME

Bu tip aktiviteler beynin egzersizi. Nöronlar arasındaki bağlantıların gelişmesi ve beynin farklı bölgeleri arasında yeni ilişkiler kurulmasına yarıyor. Düzenli olarak günde bir bulmaca çözerek ya da çözmeye çalışarak beyniniz için son derece önemli olan bu egzersizi gerçekleştirebilirsiniz.

HASTALIKLARA KARŞI KORUNMA

Uygun beslenme, vitamin takviyesi, gerektiğinde aşı olmak gibi önlemler hastalıklara karşı direnci artırır. Zinde bir vücut zihnin işleyişini de olumlu yönde etkiler ve beynin içindeki olumsuz düşüncelerin bir anlamda temizlenmesi için de yardımcı olur.

DÜZENLİ UYUMA

Sağlıklı bir vücut için uyku düzenine dikkat etmek şart. Sağlıklı uyku düzeni beynin kendini tazelemesine, tamir etmesine de yardımcı olur. erkesin uyku ihtiyacı kendine has ama sağlıklı bir erişkin için 6-8 saat kaliteli gece uykusu önemli. Hele de gece 23:00- 02:00 saatleri arasındaki kaliteli uykunun vücut için çok daha yararlı olduğunu unutmayın.

YENİ DİL ÖĞRENME

Her yaşta yeni bir dil öğrenilebilir. Yeni bir dil öğrenmekten kasıt o dilin profesyoneli olmak değildir. Basit bazı cümleler ve kelimeler öğrenmek bile beynin canlı tutulmasına fayda sağlar. Hem bu sayede yeni bir kültür de tanımış olursunuz. Heyecan, merak ve ilgi de beyni ister istemez canlandırır ve zinde tutar.

SİGARA İÇMEME

Sigara içmeyenlerin yaşlılık dönemlerinde sigara içenlere göre iki kat daha sağlıklı beyine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Sigaranın çok sayıdaki zararından biri de beyin sağlığını olumsuz etkilemesidir. Bu nedenle hiç kullanmamak ve sigara içilen ortamlarda bulunulmamak gerekir.

GÜNLÜK RUTİNLERİN DIŞINA ÇIKMA

Muhtemelen saçlarımızı her gün aynı tarafa ayırıyor, dişlerimizi her gün aynı elimizle fırçalıyor, bluz ya da gömlek giyerken önce aynı kolumuzu geçiriyor ya da tokalaşırken aynı elimizi uzatıyoruz. 'Bunları değiştirmekle beynin canlanmasının ne alakası var' demeyin, çünkü var.

ARKADAŞLARINIZLA VAKİT GEÇİRME

Pek çok arkadaşınızın olması, onlarla gezmeye gitmeniz, eğlenmeniz, sohbet etmeniz vb. Bunlar hep kişinin beynini canlı tutan aktiviteler. Bu tip fırsatları kaçırmamak hatta yoğun ve yorucu iş temposuna inat fırsat yaratmak gerekir. Bu tip yaklaşım ileri yaşlarda beyin fonksiyonlarını diğer insanlara göre %25 daha aktif tutar.


Yine yeniden başa dönmek


Özgüven nasıl kazanılır?

Kendinizi güvende hissetmek ve mutlu olmak istiyorsunuz ama bunu nasıl başaracağınızı bilmiyor musunuz? İşte özgüvenli olmak için ipuçları...



Güvensizliğinizi Tanımlayın

Zihninizden gelen o sese kulak verin ve sizin neden kendinize güvenmediğinizi öğrenmeye çalışın. Sizi rahatsız eden, utanç ve pişmanlık duyduğunuz yönünüz nedir? Herhangi bir şeyden utanç duyabilirsiniz; bu akneniz olabilir, olumsuz bir deneyim ya da yaşadığınız travmatik bir olay olabilir. Kendinizin eksik ve zayıf olduğunu düşündüğünüz özellikleri bir yer yazın ve bunları sıralayın.

Arkadaşlarınız ve sevdiklerinizle bu konu hakkında konuşun

Sorunları çözebilmeniz için bunları sevdiklerinizle paylaşmalısınız. Sorunlarınız karnınızda büyüyen kurtçuklara dönüşmemeli. Eğer sorunları paylaşacak sevdiğiniz ve dost bildiğiniz bir arkadaşınız yoksa sorunlarını bir uzmanla (psikolog) da paylaşabilirsiniz.

Hatalarınızın üzerinden zıplayın

Hiç kimse mükemmel değildir. Her insanın güvensizlik duyduğu bazı noktaları vardır. Kendinden en emin insanlar bile mutlaka bazı zayıf yönlere sahiptirler. Hayatımızın herhangi bir noktasında eksik olan yönlerimiz karşımıza çıkabilir önemli olan bunların üzerinden atlayıp hayata devam edebilmektir. Sık sık insanın canını sıkan ruh halleri ortaya çıkabilir, bu doğaldır. Doğal olmayan bunları sabit zannetmektir.

Başarılarınızı Tanımlayın

Her insanın başarılı olduğu mutlaka bir yön vardır. Siz de kendinizi başarılı hissettiğiniz özellikleri gözlemleyin ve onları bir kâğıda yazın. İnsan dünyaya gelirken kendine özgü, üstün yeteneklerle gelir. Kendinizi ifade edecek bir yol bulun; bu sanat, müzik, yazı, spor ya da bir hobi olabilir, geliştirmeye çalışın. Hayatınıza ilgi alanlarınıza uygun arkadaşlar ekleyin ve onlarla paylaşımlarda bulunun.

Şükretmeyi Bilin

Hayatınızda birçok olumlu yön var ve onları görün, bunun için şükredin. Sizde olup başkalarında olmayan özellikler için kendinizi mutlu hissedin. Örneğin bir gözünüz için ne kadar para verirsiniz? Özgüven için iç huzura da ihtiyacınız var.

Pozitif olun, Bunu Hissetmezseniz de Pozitif Davranın

Kendi acılarınıza ve başkalarının acılarına sempati duymaktan vazgeçin. Kendinizden nefret eder ve kendinizi küçümserseniz bir süre sonra buna inanmış olacaksınız. William James diyor ki; bir şeyden korkuyorsanız hiç korkmuyormuş gibi davranın bir süre sonra buna alışmış olacaksınız ve korkularınızı yenmiş olacaksınız. Kendiniz hakkında olumlu düşünürseniz bir süre sonra buna da inanmış olursunuz. 

Kibar Bir Şekilde Övgüleri Kabul Edin

Biri sizi övüyorsa bunu kibirlenmeden olduğu gibi kabul edin ve bundan duyduğunuz mutluluğu hissedin. 

Aynaya Bak Gülümse

Bir kurama (“facial feedback kuramı”) göre aynaya bakıp gülümsediğiniz de beyninizde belli duygular ortaya çıkmaktadır. Yani aynaya bakarak gülümsediğiniz de beyninizde oluşan kimyasallar, sizin kendinizi daha mutlu hissetmenize yardım eder.

İlkelerinize Sadık Kalın

“Hayır” diyebilmeyi bilmek kendinize olan güveni arttıracak bir unsurdur. Bu sizde zor gelebilir ama bu konuda biraz inatçı olduğunuzda kendinizi daha değerli hissedeceksiniz. Yeteneklerinizi gösteren unsurlar için korkmadan “evet” deyin. 

Çevrenizdekilere Karşı Nazik Olun

Diğer insanların yaşamlarında olumlu bir fark yarattığınızda kendinize olan güveninizin arttığını göreceksiniz. 

Mükemmeliyetçilikten Kaçının

Mükemmel insan yoktur ve siz de mükemmel değilsiniz. Siz de olmayan bir özelliği var gibi göstermekten kaçının. Hedefleriniz de mükemmel değil, ulaşılabilir olsun. 


Zeki insanların belirgin özellikleri

Dikkat çeken 8 özellik.


1- Zeki insanlar naziktirler ve nezaket kurallarına uyarlar.
İnsancıl yönleri fazladır ve karşılarındakine değer verirler. Hangi zeki insanı araştırırsanız araştırın, nazik olduğunu görürsünüz.

2- Zeki insanların duyguları çok yoğundur. 
Mantıksal gelişim aynı zamanda duygusal gelişimi de etkileyecektir. Bu duruma göre çocuk kalmayı başarmış insanlar daha zekidir gibi bir sonuca ulaşabiliriz, çünkü çocuklar duygularını çok yoğun yaşarlar.

3- Özelliklerinden bir tanesi çok büyük fiziksel enerjiye sahip olmalarıdır.
Bu doğuştan gelen bir enerji modellemesi olmayıp, tamamen kendini adapte ettiği konuyu tamamlamak için saatlerce çalışması gerektiği bilincine sahip olmasıdır. Bunun sonucu olarak da irade ve kalp koordineli bir şekilde enerjiyi temin için çalışırlar.

4- Üstün zekalı insanların diğer bir özelliği ise hem zeki görünüşlü olmaları ve hem de doğal görünmeleridir. 
Hem zekalarını belli ederler ve hem de çocukça bir yapıyla hareket ederler. Bu nedenden dolayı da sorgulanırlar; bu kişi gerçekten zeki mi?

5- Zeki kişiler hem disiplinle ve hem de oyun oynar tarzda işlerine eğilirler.
Yaptıkları işi büyük bir ciddiyetle yaparlar, ancak oyun havası da vererek yaptıkları işten büyük bir zevk alırlar.

6- Zeki kimseler hem gerçek dünya ile bağlarını koparmazlar ve hem de hayal dünyası içinde yaşarlar. 
Ürettikleri şeyler gerçek dünyada kullanılacaktır, ancak olmayan şeyleri üretmek zorundadırlar. Normal insanlara göre üstün zekalı insanların düşünceleri fantastiktir, ancak bilimsel çalışmalar fantastik hayaller sonucu ortaya çıkmaktadır.

7- Üstün zekalı insanlar son derece inatçı yapılı kimselerdir. 
Başarısızlıkta asla yılmazlar ve asla pes etmezler. Düşünsenize, Edison ampulü bulmadan önce binlerce sefer deneme yapmıştır ve asla pes etmemiştir Sonunda da başarıya ulaşmıştır.

8- Üstün zekalı insanlar lider ruhlu insanlardır.
Genellikle her konuda söyleyecekleri şeyler olduğu için her türlü insana hitap edebilirler. Sevecen ve babacan bir tavırları vardır. Genellikle öğrenciliklerinden itibaren lider ruhlu özellikleri belirginleşir.


Astroloji

Astroloji, sadece burcunuzun iyi yönlerini değil, onların sinirli taraflarını da gözler önüne seriyor... İşte burçların sinirlenince verdikleri tepkiler...




Koç

Burçların iyi özellikleri kadar bizi olumsuz etkileyen enerjileri de mevcut. Astroloji, sadece burcunuzun iyi yönlerini değil, onların kötü, bir başka deyişle 'Sinirli' taraflarını da gözler önüne seriyor...işte burçların sinirlenince verdikleri tepkiler... 


Boğa

Kaya gibi sert sinirleri vardır. Ancak bir yere kadar tabii ki. Bir öfkelenmeye görün, etrafınıza bağırıp çağırmaya başlarsınız, sonra da uzun müddet küs kalırsınız. Sizi en çok, üzerinize gelinmesi, karnınızın acıkması, cüzdanınızın kaybolması, konuşmaya zorlanılması öfkelendirir. 


İkizler

Sinirlendiğinde bir o yana bir bu yana yürür, el kol hareketleri yapar, sürekli konuşur. O sırada biri teskin etmeye kalkışsa bile dinlemez, bildiğini okur. Sizi en çok, susturulmak, durdurulmak, gezmekten alıkoyulmak, anahtarınızı, telefonunuzu kaybetmek öfkelendirir.


Yengeç

Eğer bir şeyi sinirlenmişse, direkt olarak içine kapanır, koydunsa bul artık. Telefonları kapatır, hiç ses etmez, duygularını da hiç mi hiç belli etmez. En güvendiği yer neresi ise oraya demirler. Öfkelendiğinde derdini anlatacak pek söz bulamaz, saldırmak da işine gelmez. Sizi en çok sırlarınızın öğrenilmesi, özel eşyalarınızın karıştırılması, eski defterlerin karıştırılması durumları öfkelendirir.


Aslan

Sinirlendiğinde eleştiri oklarını karşısındakine saplar hatta kendine bile zarar verebilir, acı sözle kırmaktan hiç mi hiç çekinmez, sonra da bir daha dönmemek üzere çeker gider. O anda hiçbir şey onu durduramaz. Sizi en çok aldatılmak, yalan ve dolan, eleştirilmek, umursanmamak, takdir görmemek, hafife alınmak öfkelendirir. 


Başak

Sinirlendiğinde ilk tepkisi kendine duvar örmek, ardına saklanıp etrafından şikayetçi olmaktır. Böyle anlarda eğer rahatsız ederseniz zehirli eleştiri oklarını yüreğinizin tam ortasına nişan alabilir. Kimi Başaklar da gerilim anında çekmeceleri, dolapları boşaltır, işe yaramayan ıvır zıvırları kaldırıp atabilirler. En temiz giysilerini bile tekrar yıkamaya kalkışabilirler. Hızlarını alamazlarsa tamirata bile kalkışabilirler. Sizi en çok dağınıklık, pislik, belirsizlik, şüphe öfkelendirir. 


Terazi

Sinirlendiğinde gayet çekici bir şekilde gülümser, karşısındakini mat edene kadar da bunu sürdürür. Ağzını asla bozmaz. Ancak ne yapar eder, kim haklı kim haksız tespit edilene kadar konuşur. Nezaketiyle karşısındakini yola getirmeyi er geç başarır. Baktı olmadı mekanı terk eder. Sizi en çok parasızlık, aldatılmak, kabalık ve rahatınızın bozulması öfkelendirir. 


Akrep

Sinirlendiğinde onunla başa çıkılmaz, durdurulamaz ve susturulamaz. Kontrolünü kaybettiğinde fırtına gibi eser, önüne geleni peşine sürükler. Kırar, döker, Hatta siniri geçse bile, olayı unutmaz. Ertesi günü tekrar hatırlar ve aynı şiddetle öfkesini kusar. Sizi en çok, aldatılmak, kandırılmak, fikirlerinize karşı gelinmesi ve kuşku öfkelnendirir. 


Yay

Sinirlendiklerinde sürekli konuşurlar. Olayı abartırlar, içinden çıkılmaz hale getirirler. Hatta çok kızarlarsa neyiniz var neyiniz yok ortaya dökerler. Böyle anlarda onu susturmanız, pes ettirmeniz mümkün değildir. Ya dinleyeceksiniz veyahut mekanı terk edeceksiniz. Döndüğünüzde hala onu konuşur bulursanız hiç şaşırmayın. Çünkü olayı mutlaka çözene kadar rahat etmezler. Sizi en çok kurallar, engellenmek, hapsedilmek, yetersiz bulunmak öfkelendirir. 


Oğlak

Sinirlendiğinde bir buzdağı gibi gözlerinizin içine bakar, bakar ve sonra en ağır sözleri tek tek cümleler halinde yüzünüze haykırır. O sözlerin altından kalkabilmek pek kolay değildir. Ardından yüzünü öyle bir asar ki, konuşturmanız mümkün olmaz. Günlerce sizinle konuşmaz, kendi başına kalmayı tercih eder. Sizi en çok tembellik, yalan-dolan, iki yüzlülük, saygısızlık öfkelendirir.


Kova

Sinirlendiğinde kayıtsızlaşır, mesafe koyar, uzaklaşır veya gerekiyorsa sonuna kadar kendini savunur, sert tepkiler gösterebilir, asi yanıtlar verebilir. Fikirlerini kolay değiştirmez aksine sonuna kadar inatlaşır. Eğer çok kızmışsa, karşısındaki tehdit edebilir. Asla unutmaz, haşin davranabilir. Sizi en çok yalan, nankörlük, baskı altına alınmak, sıradan biri olarak görülmek öfkelendirir.


Balık

Sinirlendiğinde mücadele etmek yerine derhal ortamdan uzaklaşır ve içine kapanır. Ya şarkı söyleyerek ya şiir yazarak veyahut günce tutarak sıkıntılarını boşaltabilirler. Bir çoğu duygularını, kırılmışlıklarını bir maske ardına saklayabilir. Kimi Balıklar ise farkında bile olmadan sürekli bir şeyler yiyerek gerginliklerini gidermeye çalışabilirler. Sizi en çok aldatılmak, sırlarının ortaya çıkması öfkelendirir.





Posted via Blogaway


15 Haziran 2015 Pazartesi

Picasso

Kurgu metinler günümüz okurunun fazlaca ilgisini çekiyor ve hatta kendi okurunu yaratmayı da başardı diyebiliriz. Hele ki metinler biyografik gerçeklikleri referans alan bir anlatıya sahipse daha çok ilgi görüyor. Bilimkurgu dışında kalan metinler de sadık edebiyat-sanat okurunu son yarım yüzyılda belirgin bir şekilde tercih ettiği bir okuma pratiği haline gelmiş durumda. Biyografik öğeler barındıran kurgu metinlerin kanımca en başarılı örneği de Irvin Yalom’un Nietzsche Ağladığında’sıdır. Anımsanacağı üzere Salome, Nietzche, Breuer, Freud gibi yaşadığı çağın yönünü değiştiren bireylerin yaşanmışlıklarından yararlanarak kurgu bir metin ortaya koymuştu Yalom.
Kolektif Kitap’ın “Hayali Söyleşiler” başlığıyla yayımladığı Picasso kitabı da bahsettiğim üzere biyografik öğeler içeriyor. Peki insan neden bu türden bir kitap yazar ya da söyleşiler gerçekleştirmek ister? Böyle bir istence nasıl kavuşur? Neil Cox bu durumu şöyle aktarıyor; “Bu kitabın amacı, 20. yüzyılın en ünlü ressamı ve modern sanat tarihinin en üretken, en yenilikçi ressamlarından Pablo Picasso’yu, sadece sıradışı zekâya sahip bir adam olarak ete kemiğe büründürmek değil, aynı zamanda okuyucuyu Picasso’nun eserlerine yeni baştan bakmaya heveslendirmektir.”
Ünlü olmak…
Yazarın biyografisi de bu durumu zaten ortaya koyuyor. Birleşik Krallık’ın en iyi üniversitelerinden Essex’te profesör olan Cox’un; Marksizm ve Sanat, Sürrealizm, Kübizm, Sanat ve Fenomenoloji konularında araştırmalar yapmış, makaleler yazmış bir profesör olması bu söyleşilerin kaynağını gösteriyor. İnsan olarak hakkında ne düşünülürse düşünülsün Picasso, geçtiğimiz yüzyılın en ünlü ressamıydı, diyor Cox. Paris, Antibes, Barcelona ve Malaga olmak üzere dünyada sırf Picasso adına açılmış dört müze bulunduğunu da ekliyor. Hayali söyleşilerde de bu “en” ünlü olmanın getirileri/götürüleri en çok irdelenen konulardan birisi. Picasso’nun babasından devraldığı fırçaları tuvalle seviştirmesinden kısa süre sonra kendini kabul ettirmiş olması da bu işin tam olarak özeti de denilebilir.
Ünlü olma meselesine tekrar dönersek eğer, evet, Picasso bu ünü kendi adına kullanmayı denese de çoğu kez istemediği sonuçlar ile karşılaşmıştır. ’65 yılında Booker ödüllü eleştirmen John Berger tarafından da “son dönemlerinde çuvallamakla ve şöhretin ayartmasına karşı koyamamakla” sert bir şekilde eleştirilmiştir. Neil Cox da kitabın bir bölümünü tamamen bu meseleye ayırıyor. Picasso’nun “samimi” cevapları da bu meselenin kendisi için nasıl kötü bir hâl aldığını gösteriyor. Zaten Picasso da o muhteşem aforizmalarından birisiyle bu durumu açığa kavuşturuyor: “Şöhret bir ressamın başına gelebilecek en kötü şey. Tanrı’nın verdiği büyük bir ceza.”
Samimi yanıtlar
Neil Cox’un söyleşilerinde aforizmalar da önemli bir role sahip. Picasso’nun aforizmalarını metnin içine yerleştirirken de uzun uğraşlar verdiği belli oluyor. Olasılıkla sorular da cevaplar da aforizmaların anlatmak istedikleri ile biçimlenmiş. Neredeyse tamamen aforizmalardan oluşan cevaplar dahi mevcut. Geçtiğimiz yüzyılın en büyük entelektüellerinden birisi ile söyleşi yaparken samimi cevaplar alabiliyor olması da bu konuda kendisi yardımcı olmuş görünüyor!
Picasso’dan bahsedilince insanların zihninde uyanan ilk düşünceye değinmeden olmaz ki kitabın bir bölümü de kübizme ayrılmış. Kübizmin diğer ortağı, George Braque ile altı yıl gibi kısacık bir zaman dostluk etmiş Picasso’nun nasıl çağının sanatındaki algıyı ve uzamsal özellikleri değiştirdiğini de anlatıyor Cox. Picasso, söyleşilerin bu bölümünde Braque ile olan dostluklarını “aynı ipe bağlanmış iki dağcı” olarak tanımlıyor ve aslında kübizm hikâyesinin bilinenin tam aksi yönde hareket ettiğini anlatıyor. Dördüncü boyut, buna bağlı yapılan çözümlemeler vd. için ise tanımlaması şu: saçmalık! Söylediğine göre Braque ile tek yaptıkları Cezanne’in izinden gitmek.
Picasso’nun kadınları
Ve tabii ki Picasso ve kadınlar. Picasso’nun kadınları demek -belki- kötü bir tabir olacak ama Picasso’nun bu konuda başarısızlığı ve uslu durmuyor oluşu da Berger’in o bahsettiği ün meselesinin boyutlarının büyüklüğünü tekrar ortaya koyuyor. Zaten Picasso yaşadığı dönemde çok fazla magazinel bir hayata sahip olmuştur. Her ne kadar Picasso bunu önlemeye çalışsa da pek fazla başarılı olmadığı görülüyor. İşi abartıp anılarını yayınlamak isteyen Fernando Olivier’e yığınla para ödeyip daha sonra maaşa bağladığı da kitaptaki notlardan birisi. Picasso’nun Fernando Olivier’in elliden fazla portresini yaptığını da burada belirtmek gerekli. Özel hayatı ve ailesi konusunda başarılı olduğu tek konunun ise çocukları olduğunu ve onlarla birlikteyken çok mutlu olduğunu söyleşilerde söyleyen de kendisidir ayrıca.
Neil Cox’un bu kitabı yazarak Picasso için ne kadar iyi/kötü bir şey yaptı bilinmez ancak kendisi günaşırı Picasso ile buluşan ve yemek yiyen birisi. Söyleşilerinde hiç kimseye davranmadığı gibi samimi davranıyor Picasso da. Hem zaten Picasso şimdiye değin hangimize “Üzüm yemek ister misin?” diye sormuş ki! Bu söyleşiler “hayali” başlığıyla yayımlanmış olsa da Picasso’nun sürrealist olmadığını da unutmamak gerekiyor. Neil Cox da vaat ettiği gibi Picasso’nun eserlerine yeniden bakmak için onunla şu an üzüm yiyip her şeyden konuşuyor. İşte tam bu sıralarda da Naziler Paris’i işgal ediyor ve dönemin en güvenli evinin bir köşesinde Sartre, Beauvoir, Leiris, Zette, Coctea ve Camus Fransız Komünist Partisi’nden konuşuyor. Çünkü… Picasso öyle diyor.
PICASSO
Hayatı ve Düşünceleri, 1881-1973
Neil Cox
Çeviren: Gülsüm Kara
Kolektif Kitap
2012, 112 sayfa.
Pablo Picasso Hayatı ve Biyografisi
25 Ekim 1881, Málaga, İspanya – 8 Nisan 1973 (91 yaşında) Mougins, Fransa
Uyruk İspanyol
Alanı Resim, Heykel, Baskı, Seramik
Sanat eğitimi Jose Ruíz y Blasco (babası)
Madrid Sanat Akademisi
Katıldığı akımlar Kübizm
Ünlü yapıtları Avignonlu Kızlar (1907)
Guernica (1937)
Ağlayan Kadın (1937)

Pablo Picasso, tam adı ile Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso (25 Ekim 1881 – 8 Nisan 1973), İspanyol ressam ve heykeltıraş. 20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerindendir. Georges Braque ile birlikte kübizmakımının temelini atmıştır.
Hayatı 
Picasso 25 Ekim 1881’de Malaga, İspanya’da doğdu.(İsmini,annesi rüyasında görmüştür) Babası bir ressam ve resim öğretmeniydi. Küçük yaşta resim yapmaya babası tarafından yönlendirildi. Resim yeteneği kısa sürede keşfedildi. 1895’te Barcelona Güzel Sanatlar Okulu’na girdi. 1901 yılından itibaren anne soyadı olan Picasso’yu kullanmaya başladı. Desenleri İspanyol bir dergi olan Juventut’ta yayımlandı.
1900’de ilk kez Paris’e gitti. Dönemin yenilikçi sanatçılarının yaşadığı Montmartresemtinde bir süre para içinde yaşadı. Picasso yaklaşık 1901-04 arasındaki ilk dönem yapıtlarında sıradan insanların, sirk palyaçolarının, akrobatlarının resimlerini yaptı. Büyük kentlerdeki yaşam kadar, sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Ne var ki, tablolarında bu yaşamın hüzünlü yanını yansıttı. Sanatçının bu dönemi ‘Mavi Dönem’ olarak tanımlanır.
Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. 1907’den 1914’e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir.
I. Dünya Savaşı sırasında Picasso, Jean Cocteau ile beraber Roma’da kalır. Burada sahne dekoratörü olarak çalışırken dansçı Olga Kokhlova’yla tanışır. Picasso ikinci eşi olan Olga Kokhlova ve oğlunun birçok portresini yapmıştır. (Paul en Pierrot, 1925, Picasso Müzesi, Paris)
20’li yılların başında ressam klasisizme geri döner: Trois Femmes à la fontaine (1921, Modern Sanat Müzesi, Paris). Ayrıca mitolojiden de esinlenir: les Flûtes de Pan (1923, Picasso Müzesi, Paris).
Picasso tanınan en üretken sanatçıdır. Guiness Rekorlar Kitabı’na göre, toplam resim, 100,000 baskı, 34,000 kitap resmi ve 300 heykel ve birçok seramik ve çizim üretmiştir.
Bir genelevdeki beş hayat kadınını gösteren ve Kübizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak görülen ünlü eseri AvignonluKadınlar, Fransa’da 1907 yazında çizilmiştir
En tanınmış eseri Alman ordularının Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseridir. Resim 1937’de yapılmıştır. Bu resim şu anda Madrid’de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, “Bu resmi siz mi yaptınız” diye soran bir Alman generaline, “Hayır, siz yaptınız” cevabını vermiştir. Bu resim Picasso’nun savaşa ve Guernica’nın bombalanmasına karşı duyduğu güçlü nefreti anlatmaktadır. Resimdeki insan ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.
Ayrıca 1911 yılında Leonardo Da Vinci’ye ait Mona Lisa eserini, bu eserin doğduğu şehir, Floransa’ya kaçırmakla suçlandı.
Pablo Picasso, Guernica, 1937 – Tuval üzerine yağlıboya – Reina Sofía Müzesi, Madrid
“İspanya’nın mücadelesi, insanlara, özgürlüğe yapılan saldırıya karşıdır. Ressam olarak hayatım boyunca sürekli sanatın ölümüne karşı durmaya çalıştım. Benim gericilikle ve ölümle anlaşma içinde olduğumu kim bir an için bile olsa düşünebilir? … Üzerinde çalıştığım ve Guernica ismini vereceğim resimde, ve son zamanlardaki tüm eserlerimde, İspanya’yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim.”

10 Haziran 2015 Çarşamba

Hayaller Hep Güzeldir

Gözlerimi açsam 
Bir sahil kasabasında 
Çam ağaçlarının arasında 
Kuş cıvıltılarıylan 
Sevgilim yanımda 
Kutu gibi bir evim 
Küçücük bahçesi 
İçinde sevdiğim 
Bir de balıkçı teknesi 
Başka ne isterim, 
Sabahın mahmurluğunda 
Doya doya gerilsem 
Denizi seyretsem 
Mavi mavi dalgalar 
Kimbilir ne anlatırlar 
Tekneye binsem 
Balığa çıksam 
Sevgilim el sallasa 
Rast gele dese,sonra 
Akşam’a özlemle 
Beni beklese 
Sevdiğime sarılsam 
Doya doya işte mutluluk bu desem 

8 Haziran 2015 Pazartesi

Türkiyede En güzel tatil beldeleri

ALANYA

Alanya tatil için değerlendirebileceğiniz tatil yerlerinin başında gelmektedir. Alanya Akdeniz kıyısında tarihin başlangıcından bu yana parlayıp sönen tüm uygarlıklara yaşama alanı olmuş kentlerden bir başkasıdır. Alanya otelleri, denizi, kumu, güneşi ve plajları; değişik yemekler yiyebileceğiniz alternatifleri, kafeleri ve geceleri keyifli kılan barlarıyla; tatil yerleri içerisinde üst sıralara koyacağınız mekanlardan biri olmalı. Alanya tatil cennetinde kendiniz ya da sevgiliniz için takı, mücevher, hediyelik eşya da bulabilirsiniz. Kısacası Alanya'da tatil için, dinlenmek için, sağlıklı bir yaşam için her şey elinizin altında. Bütün bunlara ek olarak diğer pek çok bölgede olmayan bir gezi unsuruna daha sahip Alanya, mağaralar. Alanya'da aşağıda listesini bulabileceğiniz ve gezmekten büyük zevk alacağınız mağaralar bulunmaktadır. Tatil mekanları arasında bu kadar çok seçeneği bir arada barındıran bir tatil beldesi kaçırılmamalı bizce. 

Alanya tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Alanya Kalesi, Kızıl Kule, Leartis-Learti (Mahmutlar Harabeleri), Syedra Harabeleri, Lotape (Aytap) Liman Kenti, Selçuklu Tersanesi, Süleymaniye (Kale) Cami, Emir Bedrüddin Cami, Akşebe Sultan Mescidi, Alara Han, Şarapsa Kervansarayı, Damlataş Mağarası, Büyük Dipsiz Mağarası, Çimeniçi Mağarası, Dim Mağarası, Beldibi Mağarası, Derya Mağarası, Hasbahçe Mağarası, Kadı İni Mağarası, Korsanlar Mağarası, Aşıklar Mağarası, Fosforlu Mağara. 

AMASRA

3000 yıla yaklaşan tarihi ve Batı Karadeniz'in güzel doğasının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu güzelim belde de, Anadolu'da tarihle doğanın güzelliklerinin bir araya geldiği diğer pek çok kent gibi sizlere dinlendirici bir tatil için cazip bir teklif sunuyor sanki. Geçmişinde zengin doğasına bağlı olarak ürettiği orman ürünleri ve denize kıyısı olması nedeniyle ticari açıdan sivrilen kent, bu nedenle pek çok devletin ilgisini çekmiş ve tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış. Türkiye'nin Karadeniz Bölgesindeki cennet köşelerinden Amasra, doğası ve ticaretin yoğun olarak yapıldığı dönemlerden kalma eserleriyle sizi bekliyor. 

Amasra tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Kuş Kayası anıtı, Bedesten, Tavşan Adası, Fatih Camii, İç Kale Mescidi. 

ASSOS


Assos ya da Behramkale, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde. Antik dönemden bu yana üzerinde yerleşim bulunduğuna dair pek çok iz taşıyor kent. Bir liman olmasına rağmen, kent sarp bir kayalık üzerine kurulmuş. Anadolu'dan gelip geçen her uygarlığın saldırı ve katkılarından nasibini almış olan Assos, bugün Çanakkale - İzmir yolu üzerinde olması sebebiyle Ege ve Marmara'dan gelen ziyaretçileri ağırlıyor. Size önerimiz Assos'u gezerek, antik çağdaki insanların kent kurmak için ne kadar güzel bir yer seçmiş olduklarına bir bakmanız. 

Assos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Athena Tapınağı, Behramkale Köyü, Apollo Smintheion Tapınağı, Babakale, Kestanbol Kaplıcaları, Kumburnu sahili, Koyunevi Köyü, Sokakağzı Sahili, Hüdavendigar Camii, Truva (Troya). 

AVANOS

Hititler'in Anadolu'da yaşadıkları dönemlerden bu yana üzerinde yaşanan bu topraklar, Asurlular, Hititler, Eski Yunan, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde adını en çok çanakçılık ile duyurmuştur. Bölgede üretilen yemek kapları, su testileri, yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler yörenin iddialı çanak ürünleridir. Geleneksel el sanatlarına ilgi duyuyorsunuz, yolunuzu bir şekilde Avanos'a düşürerek çömlek yapımını izleyebileceğiniz bir atölye bulabilirsiniz. Kentte aynı zamanda ipek ve yün halı dokumacılığı da gerçekleştirilmektedir. Kapadokya'nın bu el sanatları merkezi, size diğer tatil beldelerinden farklı bir tat öneriyor. 

Avanos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Zelve, Çavuşin (Nicephorus Phocas) Kilisesi, Güllüdere (Aziz Agathangelus) Kilisesi, Özkonak Yeraltı Şehri, Dereyamanlı Kilisesi, Paşabağı, Sarıhan Kervansaray, Çeç Tümülüsü. 


AYVALIK

Bugün oldukça keyifli bir tatil beldesi olan Ayvalık, geçmişte elverişli koyları ile korsanlar için cazip bir yöreymiş. İlerleyen zamanlarda Rum nüfusun hakim olduğu beldede, güzel Rum yapıları göze çarpıyor. Ayvalık koyunda yer alan adalardan Cunda adasında yerleşim var. Taş evler, doğa ve tarihin buluştuğu yapısıyla Ayvalık, dinlendirici bir macera olabilir. Ayvalık aynı zamanda, zeytinciliğin oldukça yaygın olduğu bir kent. Oraya kadar gitmişken, zeytinyağını üretildiği yerden tatma ve birazını da evinize götürme şansı bulabilirsiniz. 

Ayvalık tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Cunda (Alibey) Adası, Şeytan Sofrası, Eski Ayvalık Evleri, Sarımsaklı Plajları, Altınova, Armutçuk, Duba Mevkii, Saatli Camii, Taksiyarhis Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi, Ayışığı Manastırı, Leka Manastırı, Güvercin Adası, Çamlık. 

BERGAMA

Bergama tatil ve tarihi bir arada yaşamak için uygun bi seçimdir. İzmir'in kuzey bölümünde, günümüzde bir ilçe olan Bergama, Türkiye'deki tatil yerleri içinde tarihiyle ön plana çıkan tatil beldeleri arasındadır. İçinde bulunduğu iklimin ve cografi konumun elverişli yapısı nedeniyle tarih öncesinden itibaren insanların ilgisini çeken Bergama, günümüzde özellikle İyon, Roma ve Bizans uygarlıklarına ait eserlerin gözlenebileceği bir tatil beldesidir. 

Bergama tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Akropolis, Athena Tapınağı, Kütüphane, Saraylar, Arsenaller, Trajaneum, Tiyatro, Dionysos Tapınağı, Zeus Sunağı (19. yüzyıl sonlarında Padişah II. Abdülhamit'in "Devlet-i Osmaniye’de taştan çok ne var, taş ve mermer putların bize ne gereği var" diyerek verdiği izinle Almanya'ya götürülmeyen kısımları), Agora, Gymnasionlar, Asklepion, Serapis Tapınağı, Ulu Cami, Şadırvan Cami, Selçuk Minaresi, Çukur Han, Taş Han, Mahmudiye Ilıcası, Paşa Ilıcası, Geyiklidağ Ilıcası, Güzellik Ilıcası, Dereköy Ilıcası, Haydar Ilıcası, Bergama Arkeoloji Müzesi.


BODRUM


Homeros'un yazılarında geçen, geçmişi çağlar öncesine uzanan Bodrum (antik adıyla Halikarnassos) tatil için de en az tarihi kadar çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'deki tatil yerleri içerisinde eninde sonunda deneyeceğiniz yerlerden birisi olan Bodrum tatil mekanları arasında sizi en çok eğlendireceklerden bir tanesi. Yaz tatili için olmazsa olmazlar olan güneş, deniz ve kumun yanısıra; Bodrum otelleri, eğlence mekanları, gece hayatı fırsatları ile eşsiz bir tatil yaşamanız için en iyi fırsatlardan biri. Bodrum tatil olanakları gördüğü yoğun ilgiye paralel olarak, pek çok gelir grubundan insanları ağırlamaya elverişli değişik özelliklerde otellerden ve konaklama tesislerinden oluşmaktadır. 

Bodrum otelleri ile sizi ağırlamaya, Bodrum kiralık araba (rent a car) şirketleri ile sizi gezdirmeye, Bodrum emlak ofisleri ile size Bodrum'daki yaşayacaklarınızı bir ömre taşımaya yardım etmeye, Bodrum tatil yerleri ile size günlük strestlerden arınmanız için hizmet etmeye hazır. 

Bodrum tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Antik Tiyatro, Kaya Mezarları, Myndos Kapısı, Çıfıt Kale (Aspat), Antik Kentler: Myndos (Gümüşlük), Termena (Akçaalan) Telmisos (Gürece), Kadıyanda (Aşağıgöl), Theangela (Etrin) Yarımada, Stratonikeia, Lagina, Sedir Adeun (Kedreae), Sarnıçlar, Bodrum Kalesi (Saint Petrum), Mustafa Paşa Cami, Tepecik Cami, Adliye Cami; Güvercinlik, Torba, Gölköy, Gündoğan, Yalıkavak, Gümüşlük, Kadıkalesi, Turgutreis, Akyarlar, Bağla, Aspat, Ortakent, Bitez, Karaada, Ada Boğazı (Akvaryum) plajları. 


ÇEŞME


Homeros'un yazılarında geçen, geçmişi çağlar öncesine uzanan Bodrum (antik adıyla Halikarnassos) tatil için de en az tarihi kadar çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'deki tatil yerleri içerisinde eninde sonunda deneyeceğiniz yerlerden birisi olan Bodrum tatil mekanları arasında sizi en çok eğlendireceklerden bir tanesi. Yaz tatili için olmazsa olmazlar olan güneş, deniz ve kumun yanısıra; Bodrum otelleri, eğlence mekanları, gece hayatı fırsatları ile eşsiz bir tatil yaşamanız için en iyi fırsatlardan biri. Bodrum tatil olanakları gördüğü yoğun ilgiye paralel olarak, pek çok gelir grubundan insanları ağırlamaya elverişli değişik özelliklerde otellerden ve konaklama tesislerinden oluşmaktadır. 

Bodrum otelleri ile sizi ağırlamaya, Bodrum kiralık araba (rent a car) şirketleri ile sizi gezdirmeye, Bodrum emlak ofisleri ile size Bodrum'daki yaşayacaklarınızı bir ömre taşımaya yardım etmeye, Bodrum tatil yerleri ile size günlük strestlerden arınmanız için hizmet etmeye hazır. 

Bodrum tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Antik Tiyatro, Kaya Mezarları, Myndos Kapısı, Çıfıt Kale (Aspat), Antik Kentler: Myndos (Gümüşlük), Termena (Akçaalan) Telmisos (Gürece), Kadıyanda (Aşağıgöl), Theangela (Etrin) Yarımada, Stratonikeia, Lagina, Sedir Adeun (Kedreae), Sarnıçlar, Bodrum Kalesi (Saint Petrum), Mustafa Paşa Cami, Tepecik Cami, Adliye Cami; Güvercinlik, Torba, Gölköy, Gündoğan, Yalıkavak, Gümüşlük, Kadıkalesi, Turgutreis, Akyarlar, Bağla, Aspat, Ortakent, Bitez, Karaada, Ada Boğazı (Akvaryum) plajları. 


DİDİM

Didim coğrafi konumu nedeniyle Ege'de konaklanılabilecek ideal merkezlerden biri. Kuşadası ve Bodrum'a rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir konumda bulunan Didim, denizin keyfini sürebileceğiniz pek çok kumsala sahip. Altınkum, belki de bileceğiniz üzere, yöredeki en ünlü plaj. Yöredeki konaklama seçenekleri hemen her bütçe büyüklüğü için bir şeyler önerebilecek kadar çeşitli. Yakın çevresindeki antik yapılarla birlikte, size hem doğal hem de tarihi zenginlikler sunan Didim, günlük turlarla etrafı keşfetmek için yerleşebileceğiniz bir konaklama merkezi adeta. 

Didim tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Didim Apollon Tapınağı, Milet, Milet Tiyatrosu, Faustina Hamamı, Serapis Tapınağı. 

EDREMİT

Balıkesir'in bir başka sıcak ve insanları gülümseten beldesi Edremit, Türkiye'nin pek çok yeri gibi, ziyaretçilerini hem doğası hem de barındırdığı tarihi güzellikler ile etkiliyor. Ege'nin güleryüzlü insanlarıyla bir araya gelebileceğiniz, parklarla bezenmiş beldede, dinlendirici bir tatil geçirmek hiç de fena bir fikir değil. Dalından koparılıp getirilmiş domatesleri, yörede üretilen zeytinyağıyla birlikte kahvaltıda yedikten sonra, kendinizi denize attığınız, yorulduktan sonra da tarihi eserlere bakarak geçmişe yolculuk ettiğiniz bir gezi, Edremit'teyken hayal değil. 

Edremit tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Antandros Antik Kenti, Kaz Dağı, Kazdağı Milli Parkı, Kurşunlu Cami, Ayazma Kilisesi, Akçay, Altınoluk, Edremit - Güre Kaplıcası, Bostancı - Entur Kaplıcaları, Edremit - Derman Kaplıcası, Pınarbaşı, Şahinderesi, Çağlayan Piknik Yeri, Hanlar, Mıhlı Çay, Güre Gelinçamı Piknik Yeri, Sütüven, Hasanboğuldu, Subaşı, Bent.


FETHİYE

Yine Ege kıyısında, denizin en güzel olduğu bir yer olan Fethiye tatil için bir cennet. Ölüdeniz uzunca bir sahil şeridi ve etrafını saran mükemmel doğa ile denize girmeyi sevenler, su sporları tutkunları için ideal bir tatil mekanı. Fethiye tatil için turistlerin dünyanın her yerinden akın ettiği ve renkli yapısıyla da tatil için güzel bir alternatif oluşturan bir yer. Efsanelerde "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak geçen Ölüdeniz kıpırtısız haliyle insanoğlu için son derece etkileyici bir doğa sahnesi. Gece hayatı çok sayıda yerli ve yabancı turistin oluşturduğu bir karnavalı andıran Fethiye'de, tatil yerleri arasında önde geldiğini gösterir bir yoğunluk var. Fethiye, çok sınırlı sayıda sahip olduğunuz tatil günleri için göz önüne almanız gereken alternatiflerin başında. 

Fethiye tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Ölüdeniz, Belcekız Koyu, Tlos Antik Kenti, Pınara Antik Kenti, Kelebekler Vadisi, Hayalet Şehir Kayaköy, Fethiye Kalesi, Kadyanda (Cadianda) Antik Kenti, Babadağ, Saklıkent, Göcek, Katrancı Koyu, Yakapark, Hisarönü - Ovacık, Gemiler Adası, Cezayirli Cami, Likya Kaya Mezarları, Kıdrak, Oyuktepe Koyları, Günlük (Küçük Kargı), Çalış Plajı



FOÇA


Ege'nin incisi İzmir'e fazla uzak olmayan, tarihi antika çağlara, İyonların kurdukları 12 kentten oluşan birliğin bir parçası olacak kadar eskilere dayanan Foça, kalabalık bir turizm merkezi görüntüsünden uzaktır. Tatilinden gece hayatı değil de küçük bir deniz kenarı beldesinde dinlendirici bir sohbet bekleyenler için iyi bir terchi olabilecek olan Foça, evsahipliği yaptığı kültürlerin her birinden irili ufaklı izler taşıyor. Soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Akdeniz foklarına da ev sahipliği yapmakta olan Foça'ya, Homeros destanında da yer verilmektedir. Antik çağdan günümüze yadigar ve İzmir'e yakın belde, gezilmeye değer. 

İznik tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Siren Kayalıkları, Şeytan Hamamı, Taş Ev, Beş Kapılar Kalesi, Dış Kale, Fatih Camii, Kayalar Camii, Hafız Süleyman Ağa Mescidi, Foça adaları.


GÖREME


Nevşehir'e yaklaşık 10 km. uzaklıkta olan Göreme, etrafı vadilerle çevrili bir bölgede yer almaktadır. Mitolojik hikayelerde adı geçen bir yer olan Göreme, Hristiyan kültürüne ait tarihi izler de taşımaktadır. Kayalara oyulmuş evler ve bacalarla, Roma döneminden bugüne kadar geçen yaşamı içerisinde şahit olduğu olayların bir kısmıyla ilgili kanıtları cömertçe sergileyen bir açık hava müzesidir Göreme. Mevcut nüfus yapısı, tipik bir İç Anadolu beldesine benzeyen Göreme, size belki de dünyanın başka yerlerinde şahit olamayacağınız, doğanın ve insanoğlunun el ele ortaya koyduğu bir şölen sunmakta. 

Göreme tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Göreme Milli Parkı, Tokalı Kilise, Rahibeler ve Rahipler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Yılanlı (Aziz Onuphrius) Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise, El Nazar Kilisesi, Saklı Kilise, Meryem Ana (Kılıçlar Kuşluk) Kilisesi, Aziz Eustathios Kilisesi, Durmuş Kadir Kilisesi, Kılıçlar Vadisi. 


İZNİK

İmparatorluklara başkentlik yapmış, tarihi antik çağlara uzanan İznik, evsahipliği yaptığı kültürlerden yadigar izleri ile Anadolu'nun bir başka görülmeye değer yöresi. Çiniciliğin merkezi olan bu şehirdeki eserlerde çiniciliğin oldukça güzel örneklerini gözleyebilirsiniz. Bursa çevresinde genel olarak hakim olan güzel doğadan da nasibini almış olan İznik'te temiz havayı ciğerlerinize doldurmak eminiz ki çok keyifli olacak. Sözün kısası, temiz bir doğa, tarihi zenginlikler ve çini ustaları tarafından yapılmış çini hediyelik eşya almak istiyorsanız İznik sizin için iyi bir tatil tercihi. 

İznik tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Berber Kaya, Beştaş (Obelisk), Hypoge, Dörttepeler Tümülüsü, Senatüs (Bizans sarayı), Surlar, İznik Antik Tiyatrosu, Böcek Ayazma, Koimesis Kilisesi, Ayasofya Kilisesi, Hagios Tryphonos Kilisesi, Ayatrifon Kilisesi, Hacı Özbek Cami, Yeşil Cami, Mahmut Çelebi Cami, Orhan Bey Camii Ve Hamamı, Şeyh Kutbettin Cami Ve Türbesi, Eşref-i Rumî Cami Ve Türbesi, Yakub Çelebi Zaviyesi Ve Türbesi, Kırgızlar Türbesi, Sarı Saltuk Türbesi, Çandarlı Hayrettin Paşa Türbesi, Çandarlı İbrahim Paşa Türbesi Ve İmareti, Çandarlı Halil Paşa Türbesi, Huysuzlar Türbesi, Ahiveyn Sultan Türbesi, Abdülvahap Sancaktarı Türbesi, Rüstem Paşa Hanı, İsmail Bey Hamamı, Hacı Hamza Hamamı, Meydan Hamamı. 

KAPADOKYO

Kapadokya tatil yöresi, doğal oluşumların ve güzelliklerin insan yaşamına etkilerinin en iyi gözlendiği tatil yerleri arasındadır. İnsanları hayranlığa sürükleyen Peribacaları, içlerine yapılmış olan evler, ibadethaneler ve diğer yaşama alanları ile size tatil şansınızı değerlendirebileceğiniz Kapadokya Turları yapma fırsatı sunuyor. Bugün Kapadokya olarak nitelendirdiğimiz alan Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerine uzanmaktadır. Kapadokya'nın Üçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara şeklinde parçara ayrılmış olduğunu düşünerek hazırlanmış Kapadokya Turları sayesinde, sizi tatmin edecek bir gezi yaşayabilirsiniz. Kapadokya tatil için çeşitli fırsatlar sunuyor. Doğal güzelliklerinin yanısıra, Kapadokya otelleri, turları ve diğer turistik unsurları ile size güzel bir tatil yaşatmaya hazır. 

Kapadokya tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Üçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara Vadisi. 


KAŞ

Likya'nın bir başka önemli merkezi olan Kaş, çağlara yayılmış değişik kültürlerin her birinin bıraktığı izlerden oluşan yaşayan bir kültür mozaiği adeta. Anadolu'nun hem tarihten hem de doğal zenginliklerden nasibini fazlasıyla almış bir başka beldesi olan Kaş, su altı dalış için sahip olduğu ideal noktalarla, doğa yürüyüşleri için güzel parkurlarla, yamaç paraşütüne elverişli bölgeleriyle iyi bir tatil seçeneği. Akdeniz ve Ege kıyısındaki diğer tatil beldeleri gibi iddialı bir kumsala sahip olmasa da denize kayalıklardan girebilir ya da tekne turlarına katılarak denizin keyfini bu şekilde çıkarabilirsiniz. 

Kaş tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Gömbe, Kalkan, Saklıkent, Antiphellos, Patara, Xanthos, Felen Yaylası, Belenli, Bezirgan, Sütlegen, Kekova Adası Deniz Mağarası, Aşırlı Adası Deniz Mağarası, Güvercin İni Deniz Mağarası, Mavi Mağara, Eşen Çayı, Yarımada, Limanagzı, Gedife Tepesi, Phellos, Gökçeören, Asaz Dağı, Küçükçakıl, Büyükçakıl, Akçagerme, Limanağzı, Kaputaş plajı


KEMER

Kemer tatil bölgesi Antalya'ya 40-45 km. mesafede yer alan, ve Akdeniz kıyısı tatil yerleri içerisinde hem doğal güzellikleri hem de doğası ile göze çarpan bir tatil yeri. Kemer otelleri, oldukça uzun sahil şeridi, deniz, güneş ve kumun en güzeli ile tatil fırsatını Kemer'de geçirmek isteyenlere güzel bir tatil vadediyor. Kemer tatil yapmak isteyenler için hem lüks hem de daha hesaplı alternatifleri sunarak uygun bir tatil alternatifi oluşturuyor. Tekne ile deniz turları yapma ya da Toros'lara uzanan yürüyüş parkurlarına katılarak gezme imkanlarıyla diğer bazı tatil beldeleri ile arasında fark oluşturuyor Kemer. Sualtı sporları ile ilgilenenler için de Kemer pek çok doğal güzellik sunuyor. Pek çok dalış meraklısı her sene Kemer'e gidiyor ve bu sporun tadını orada çıkarıyorlar. Gece hayatı mı? E gündüzleri bu kadar güzel geçirten bir kent gecenizi ziyan edecek değil ya... 

Kemer tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Phaselis, Olimpos, Chimera (Yanartaş), Tekirova, Beldibi, Peynirdeliği ve Sırtlanini Mağaraları, Idyros Antik Kenti, Adrasan, (Çavuşköyü). 


KUŞADASI


Diğer tüm kıyı Ege kentleri gibi Kuşadası da İyonlar'dan, Romalılar'dan, Bizanslılar'dan Osmanlılar'a ve Türkiye'ye kadar önemini korumuş merkezlerden biridir. Coğrafi konumunun uygunluğu, güzel Ege ikliminden ve doğal güzelliklerden nasibini almış olması sayesinde Kuşadası tatil için Türkiye'nin gözde mekanları arasında başta gelen yerlerdendir. Kuşadası tatil için diğer özelliklerinden önce zengin plajlarıyla, deniz, güneş ve kum turizmi ile akla gelmektedir. Çağlar öncesine dayanan tarihi nedeniyle, Kuşadası'nda da gezerken tarihe ilişkin izler bulmakta sıkıntı çekmeyeceksiniz. 

Kuşadası tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Güvercinada, Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, Kadınlar Denizi Plajı, Güvercin ada Plajı, Yılancı Burnu Plajı, Yavan Su Plajı, Kuştur Plajı, Kara ova Plajı, Güzelçamlı Plajı, Sevgi Plajı, Kalamaki Plajı, Çıban (Yavan Su) Kaplıcası, Venüs Kaplıcası, Güzelçamlı Kaplıcası, Karaca Mağarası, Büyük Menderes Deltası Milli Parkı. 

MANAVGAT-SİDE

Manavgat farklı doğal yapısıyla Akdeniz bölgesi içerisinde "outdoor" etkinlikler olarak nitelendirilen yamaç paraşütü ve rafting için güzel bir ortam sunabilen bir merkez. Gerçekleştirebileceğiniz etkinliklerin arasında, Manavgat Çayı üzerinde turlayan teknelere binmek var. Ünlü Manavgat Şelalesi, doğanın yarattığı bir başka şaheser olarak sizleri beklerken, şelale çevresinde güzel vakit geçirebileceğiniz piknik alanları mevcut. Antik bir yöre olan Side, Manavgat'a yakın bir başka tatil beldesi. Side daha çok antik dönemlerden kalma tarih mirası ve plajlarıyla ön plana çıkıyor. 

Manavgat - Side tatil cennetlerinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Etenna, Seleukia, Side Müzesi, Altınbeşik Mağarası, Alabalık Vadisi, Manavgat Şelalesi. 

MARMARİS
Ege kıyısında yeşilin ve mavinin tadını çıkarabileceğiniz Marmaris tatil mekanları içerisinde üst sıralarda tercih edilen bir tatil beldesidir. Marmaris otelleri pek çok gelir grubuna hitap eden alternatifleri ile, Marmaris limanı turizme elverişli yapısı ile yerli yabancı her tabakadan ziyaretçiye güzel bir Marmaris tatil tecrübesi yaşatma konusunda iddialıdır. Körfezin uygun yapısı, su sporları için uygun ortam hazırlamakta, beldeyi çepeçevre saran ağaç dolu ormanlar yeşil örtüyü oluşturmaktadır. Diğer tatil mekanları ile bağlantı içinde olması ve onlara giden yollara yakın olması, ikliminin yumuşaklığı Marmaris'i tercih edilir bir tatil yeri kılmaktadır. 

Marmaris tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Marmaris Kalesi, Taşhan ve Kemerli Köprü, Physkos, Loryma (Bozukkale), Amos, Cedrae, Hydas, Erine, Castabus (Pazarlık), Saranda (Söğüt), Bybassios, Euthenna (Altınsivrisi), Sarıana Türbesi, İbrahim Ağa Cami, Cennet Adası, Fosforlu Mağara, İçmeler, Turunç, Kumlubük, Çiftlik, Günnücek, Yalancı Boğaz, Turgut (Şelale), Bozburun, Marmaris Müzesi


MİDYAT

Gümüş işçiliği (telkari) ile ünlü bu belde, Süryani kültüründen pek çok iz taşımaktadır. Cami ve kiliselerin defalarca aynı karelere sığdığı Midyat, farklı kültürlerin bir arada nasıl yaşayabileceklerine dair harika bir örnektir. Kentte geçmişi asırlar öncesine dayanan taş işçiliği ile ortaya konmuş taş yapılara da sıkça rastlanır. Taş evler ve pazar yerleri, taş işçiliği ile ortaya çıkarılabilecek eserlerin ne kadar güzel olabileceklerine dair yaşayan örneklerdir. Hristiyan kültürü için önem taşıyan pek çok manastır ve kilise, günümüzde hala faaldirler. Geçmişe güzel bir yolculuk yapmak ve tarihi yaşamak için Midyat harika bir seçenektir. 

Midyat tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Cevat Paşa Camii, Ulu Camii, H. Abdurrahman Camii, Deyr-Ül Umur Manastırı, Mor Smuni Kilisesi, Mor Barsavmo Kilisesi, Mor Aksanoya Kilisesi, Mor Sarbel Kilisesi, Protestan Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, Mor Abraham Kilisesi, Hah Katedrali, Hah Harabeler-i. 

NEMRUT

UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası olarak ilan ettiği değerlerden biri olan Nemrut Dağı, ülkemizin de en önemli Milli Parklarından biridir. Güneşin doğuşu ve batışını en unutulmaz şekilde gözleyebileceğiniz yerlerden biri olan Nemrut Dağı, üzerinde taşıdığı dev heykeller ile de size görülmesi gereken bir kültür ziyafeti sunuyor. Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunan Nemrut Dağı ören yeri, dünyanın sekizinci harikası olarak da adlandırılmıştır. Kommagene kralı için yapılmış olan görkemli anıt mezar, üzerindeki tümülüsün heybetiyle birlikte geçmişe keyifli bir yolculuk için sizi bekliyor. 

Nemrut Dağı tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Nemrut Dağı Tümülüsü, Doğu Teras, Kuzey Teras, Batı Teras, Arsameia Ören Yeri, Yeni Kale, Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü


OLİMPOS


Geçmiş çağlarda Anadolu'nun önemli liman kentlerinden biri olan Olimpos, barındırdığı tarihsel değerler, ağırladığı Caretta Caretta'lar ve muhteşem doğası ile dinlenmek isteyenler için oldukça iddialı bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. Korsanların, şövalyelerin ve devletlerin ilgisini çeken bir konumda bulunması nedeniyle değişik kültürlerin yönetimi altında yaşamış olan şehir, geçen her kültürden izler taşımaktadır. Aktay deresinin aktığı vadi içine kurulu olan belde, sizi Akdeniz kıyılarında benzersiz bir tatil yaşatmak üzere bekliyor, bu çağrıya cevap vermezseniz, gelecekte pişman olabilirsiniz. 

Olimpos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Olympos, Çıralı, Yanartaş (Khimaira), Beydağları Sahil Milli Parkı. 

PAMUKKALE

Sahip olduğu travertenler nedeniyle diğer tatil yerleri arasında büyük fark olan Pamukkale tatil için sizlere değişik bir fırsat sunuyor. En az bir kere görmeniz gereken Pamukkale tatil mekanları içerisinde çünkü o pamuk gibi bembeyaz travertenler gerçekten dünyada görme şansı bulacağınız birkaç ilginç doğal oluşumdan biri. Roma ve Hellen dönemlerinden kalma tarihi eserler ve Hrıstiyanlar için önemli bazı yapıların da kentte olması travertenlerin varlığıyla birleşince, Pamukkale turistlerin akın ettiği bir yer halini almış. Tatil deyince aklınıza deniz, güneş ve kum; eğlenceli gece hayatı geliyorsa belki Pamukkale sizin için uygun olmayabilir ama tatil yerleri içerisinde değişik, huzurlu ve ilginç bir alternatif arıyorsanız Pamukkale ciddi bir seçenek. 

Pamukkale tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Hierapolis (Pamukkale), Surlar, Büyük Hamam Kompleksi, Apollon Tapınağı, Tiyatro, Kiliseler, Nekropol, Laodikeia (Büyük Tiyatro, Küçük Tiyatro, Stadyum ve Cimnazyum, Anıtsal Çeşme, Meclis Binası, Zeus Tapınağı, Büyük Kilise), Karahayıt Kaplıcası, Pamukkale Kaplıcaları.

SAFRANBOLU

UNESCO tarafından dünyadaki en önemli kültürel unsurların tanıtımı ve korunması amacıyla oluşturulan Dünya Miras Listesi içerisindeki bir başka Türk beldesi olan Safranbolu, geleneksel Türk yaşamına ilişkin maddi ve manevi değerleri bünyesinde barındırmaktadır. Geleneksel Türk evlerinin çok güzel örneklerinin iyi bir şekilde saklandığı Safranbolu, size farklı ve son derece dinlendirici bir tatil olanağı sunuyor. Değişik kültürlere ev sahipliği yapmış olan Safranbolu'da, Türk etkisi çok daha ağır basıyor. Osmanlı döneminde ticaret yolları üzerinde bulunan kent, en büyük gelişmeyi bu dönemde sağlamıştır. 

Safranbolu tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Eski Türk Evleri, Çarşı kesimi, Kale, Hıdırlık Tepesi, Eski Hükümet Binası, Saat Kulesi, Köprülü Mehmet Paşa Camii, Cinci Hanı, Cinci Hamamı, Yörük Köyü, Kaymakçıoğlu Konağı, Sipahiler Konağı, Ahşap Cami, Çamaşırhane, İncekaya Su Kemeri ve kanyonu, Bulak ve Hızar Mağaraları, Hacılarobası, Üçbölük Köyü civarındaki Kaya Mezarları, Düzce Kanyonu, Sarıçiçek Yaylası ve Uluyayla, Gürleyik Piknik Alanı. 

SELÇUK

İzmir'in bu güzelim ilçesi, çağlara yayılmış zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle sizleri dinlendirici bir tatil için bekliyor. İlkçağ'da önemli bir kültür merkezi olan bölge, Hristiyan kültürü açısından da son derece önemli olaylara sahne olmuş bir Hac yöresidir. Efes buluntularının sergilendiği Selçuk-Efes müzesi, Avrupa'nın hatırı sayılır yerel müzelerindendir. İon, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı kültürlerinden eserlerin bir arada gözlenebildiği belde, binlerce kişiyi günümüzde dahi ağırlayabilen Tiyatro'su gibi insanı derinden etkileyen eserleri ile, tam bir tarih şöleni gibi. Size tek kalan, İzmir'den de rahatlıkla ulaşılabilecek olan bu beldeyi ziyaret etmek. 

Selçuk tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Efes Harabeleri, Stadyum, Akropol, Çifte Kiliseleri, Liman Hamamları, Arkadiane, Tiyatro, Mermer Cadde, Aşk Evi, Skolastika Hamamı, Hadrian Tapınağı, Trajan Çeşmesi, Yamaç Evler, Domitian Tapınağı, Belediye Sarayı, Odeon, Artemis Tapınağı, St. Jean Bazilikası, Yedi Uyuyanlar, Meryem Ana Evi, Belevi Mausoleumu, Ayasuluk Tepesi ve Kale, Su Kemerleri, Mağaralar, İsa Bey Cami, İsabey Hamamı, Kuş Gözlem Alanı, Şirince Köyü. 

ULUDAĞ

Türkiye'nin belki de adı en çok bilinen kayak ve kış için dinlenme merkezi Uludağ, sahip olduğu zengin ağaç örtüsüyle de görülmeye değer bir bölge. Tatil hayali deniz, kum ve güneşten ibaret olmayanlardansanız, asıl tatil kışın karda kışta kayarak yapılır diyenlerdenseniz, Uludağ tam da size göre bir yer. Türkiye'de tatilin genel olarak "deniz, kum, güneş ve tarihin bir araya geldiği" güney ve batı yörelerindeki şekliyle algılandığı bir ortamda, Uludağ sizlere farklı kapsamı ile bambaşka bir tatil lezzeti öneriyor. Yolunuz Bursa ve yakınına düşerse, Uludağ'ı görmeden geçmeyin deriz. Elbette, karda tatil yapmaya alışık değilseniz, düşmeye kalkmaya da kendinizi hazırlayarak. 


ÜRGÜP

Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerinden olan Ürgüp, geçmişte Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerine ev sahipliği yapmıştır. Kaya yapısının elverişli olması nedeniyle, yağmur ve rüzgar erozyonu tarafından şekillendirilebilen peri bacaları açısından zengin bir yörede bulunan Ürgüp, Türkiye'nin tam ortasında yer alır. İpek yolunun geçtiği bir merkez olan Ürgüp, İstanbul'u Kudüs'e bağlayan yolun da üzerindedir. Uygarlıkların ve yolların kesişim noktasındaki bu merkez, doğanın ona armağan ettiği güzelliklerle birlikte ülkemizi keşfetmek isteyenlerimiz için oldukça güzel bir seçenek. Tatil ve gezi planı yapıyorsanız, Ürgüp göz önüne almanız gereken yerlerin başında geliyor. 

Ürgüp tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Pembe Vadi, Kızılçukur, Mustafapaşa, Sarıhan, Halacdere, Fıratkan, Ortahisar, Aziz Theodore Kilisesi, Pancarlık Kilisesi, Ala Kilise ve Kepez Kiliseleri, Balkan Kiliseleri, Taşkınpaşa Cami, Kadı Kalesi, Temenni, Altıkapı, Damsa Barajı.