31 Ağustos 2014 Pazar

İtalya'da Gezip Görülücek Yerler ( Siena )


                                                            Siena



Saat Farkı:1 saat geri
Türkiye'den ulaşım:THY ve Alitalia'nın direkt seferleri ile Roma'ya uçulup oradan karayolu veya demiryolu ile ulaşılabilir.
Uçuş Süresi:3 saat
Şehir içi ulaşım:Taksi
En iyi Sezonları:Nisan, Mayıs, Haziran, Eylül, Ekim
Nüfus:54,498

İklim:

Akdeniz ikliminin etkisi gözlenir. Yazlar sıcak ve kurakken, kışlar nispeten serin geçer.

Ekonomi:

Turizm

Görülmesi Gereken Yerler:
Il Duomo Katedrali - Piazza del Campo (şehir meydanı) - Palazzo Pubblico (şehir idare binası) - Il Palio (geleneksel at yarışı) - Ballooning in Tuscany (Toskana Balon Turları) - Palazzo Piccolomini (küçük saray) - Enoteca Italiana (şarapevi) - Ecco La Cucina (yemek kursu) - Torre del Mangia (kule) - Castello di Brolio (şaraphane) - Forte di Belvedere (tarihi kale) - Casa di Santa Caterina (eski ev) - Fonte Gaia (çeşme) - Palazzo Chigo-Saracini (saray)

Müzeleri:

Museo Civico (şehir müzesi) - Complesso Museale Santa Maria della Scala - Pinacoteca Nazionale (sanat müzesi) - Museo dell'Opera Metropolitana - Fortezza di Santa Barbara (askeri müze) - Museo Archeologico (arkeoloji müzesi)

Genel Bilgi:

Üniversiteleriyle uluslararası bir kültür merkezi kimliği kazanmış olan Siena, her taşını ve geleneğini yüzyıllardır mükemmel bir şekilde koruyabimiştir. Efsaneye göre Siena, Remus’un oğlu Senius tarafından kurulmuş ve onu emziren Romalı dişi kurtta şehrin sembolü olmuş. Bu Kurtun bir çok heykelinin içinde ki en güzel örnek şüphesiz Salimbeli Meydanında bir sütunun tepesinde bulunandır. Roma döneminden beri var olan ve bağımsız bir cumhuriyete dönüşen Siena, altın çağını Floransa’dan da önce, 13.üncü yüzyıldan itibaren yani Orta Çağ ve Rönesans’da yaşamıştır. Fakat yüzyıllar boyunca Floransa’nın büyük rakibi olan Siena 18inci yüzyılda onun egemenliği altına girmekten kurtulamaz.

Şehrin en meşhur yeri ve bir deniz kabuğu gibi hafif eğik olan Piazza del Campo, 102 metrelik Torre del Mangia kulesine sahip Palazzo Pubblico gibi bir birinden güzel tuğla binalarla çevrilmiştir. Siena Orta Çağda, bu binaların çoğunun inşaatında kullanılan tuğlanın üretimiyle de ün yapmıştı. Özellikle geceleri gençlerin bir mesire yerine dönüşen Campo meydanı, 16.ıncı yüzyıldan beri her sene, Temmuz ve Ağustos aylarında iki kere yapılan geleneksel “Palio” at yarışlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Yarışlar esnasında şehrin kalbi olan bu meydana doluşan binlerce meraklı seyirci muhteşem bir panayır havası oluşturmakta. Taş ve renkli mermerden yapılmış olan görkemli Duomo Katedrali’ni de bu ihtişamlı meydanın hemen arkasında görebiliriz. Şehri gezerken, Siena okulunun şaheserlerini barındıran Pinacoteca Nazionale müzesini unutmamak gerekir.

Daracık sokaklarında ilerlerken binalarında kırmızı tuğlaların hakimiyetini görüyorsunuz Siena'nın. Yer gök kıpkırmızı. Bunun nedeni ise açık. Geçmişte Floransa'yı adeta sanat şehri yapan Medici Ailesi, Toscanabölgesinde tek söz geçiremedikleri Siena'ya saldırılar düzenlemişler. Ancak şehri bir türlü tam olarak kuşatamamışlar. Medici Ailesi'nin komutanlarından birisinin aklına güzel bir fikir gelmiş. Gece yarısı her askerin eline 2 adet fener verilmiş ve kale surlarından karanlıkta sadece fenerleri gören Siena'lılar, bu kadar askere karşı koyamayacaklarını düşünüp, kalenin kapılarını açmışlar. Bunun bir oyun olduğunu fark ettiklerinde ise iş işten geçmiş tabi. Kuşatmalar sırasında şehri tamamen harap eden Medici Ailesi, sonrasında Siena halkının sempatisini kazanabilmek için şehri bir an önce tekrar inşa etmek istemiş. En hızlı ve de en ucuz inşaat için de kırmızı tuğla kullanılmış. Bu yüzden şehrin her köşesine kırmızı tuğla hakim.

Siena'nın civarında gidilebilecek yerler arasında ise yaklaşık 40 km. mesafedeki San Gimigniano var. Ortaçağ'da kurulmuş ve kendini kısmen koruyabilmiş şirin bir kasaba burası. Kuleler şehri olarak da biliniyor. Siena-Floransa yolunda tepe üzerinde etrafı surlarla çevrili köyün adı Montereggione. Burası birçok kartpostala yaşam vermiş. Ortaçağ şehirlerinin orijinalini merak edenler için birebir. Incisa Kasabası'nda ise The Mall outlet center'a gidip dünyaca ünlü Gucci, Prada, Coveri, Armani mağazalarında alışveriş yapılabilir.

Siena'nın merkezinde tarihi bir açıkhava müzesi gibi sergilenirken, halkın büyük çoğunluğu yaşamını şehir dışındaki arazilerde sürdürüp, geçimlerini topraktan sağlıyor. Toscana'nın verimli topraklarında, otantik evler, üzüm bağları, çiftlikler, ortaçağ şatoları bir film platosu görünümünden farksız. Öyle ki dünyanın sayılı zenginleri de bu bölgedeki ihtişamlı şatolarda yaşıyor. Kilometrelerce alan zeytin ağaçlarıyla dolu. Çizmedeki en kaliteli zeytinyağı ile İtalya'nın en meşhur kırmızı şarapları da bu değerli Toscana topraklarında yetişen üzümlerle yapılıyor. 2500-3000 çeşit şarap markası var ve halk küçük çiftliklerde, evlerde şarap yapıyor. Topraklarının hem işçisi hem de patronu oldukları için de Siena'yı sahiplenme içgüdüleri had safhada. Dış dünyaya çok açık değiller. Sienalılar kendi dünyalarında aristokrat yaşantılarıyla saltanatlarını sürdürüyorlar. Bu yüzden gittikleri bir yerden hemen şehirlerine dönmek isterler.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder