17 Mart 2016 Perşembe

Tarçın Çayının Faydaları

Aynı adlı ağacın kabuğundan elde edilen tarçın bir bütün olarak kabuk şeklinde ya da toz şeklinde bulunabilir. Bilimsel adı Cinnamonum verum olan tarçının 100’den fazla türü bulunmaktadır. Cinnamonum verum dışında en yaygın olarak kullanılanları Cinnamonum zeylanicum – Seylan tarçını ve Cinnamomun aromaticum – Çin tarçını’dır. Tatları ve kokuları oldukça yakın olan bu türler arasında Seylan tarçını daha rafinedir, daha pahalıdır ve daha zor bulunur.
Çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan en eski baharatlardan biri olan tarçın geleneksel olarak sindirim sistemi bozuklukları, ishal, adet öncesinde ya da sonrasında oluşan ağrıları hafifletmek için kullanılır. Son yıllarda tarçının şeker hastalığı üzerindeki olumlu etkisi üzerine araştırmalar yapılmaktadır.

  • Dolaşımını artırır
  • Soğuk algınlığı belirtilerini azaltır
  • Mide rahatsızlıklarını hafifletir
  • Menstrüel ağrıları azaltır
  • Kilo vermeye yardımcı olur
  • Kan şekerini düzenler
  • Mide kramplarına iyi gelir
  • Anti bakteriyel özelliği ile enfeksiyonlara karşı koruma sağlar

Tarçın Çayı Nasıl Hazırlanır?

Tarçın çayı yapmak için iki seçeneğiniz var; ya tarçın kabuğu kullanacaksınız ya da tarçın tozu. Eğer çayı kabuktan yapacaksanız 1 adet kabuğu bir kaç parçaya ayırarak yarım litre kaynamış suya atıp demliğin kapağı kapalı halde 10 dakika demlenmesini bekleyin. Tozdan hazırlayacaksanız bir çay bardağına 1-1,5 çay kaşığı tarçın koyun ve üzerine kaynar su ekleyip iyice karıştırın. 4-5 dakika demlenmesini bekledikten sonra içebilirsiniz.

Tarçının Sağlığa Faydaları

Uzmanlar tarçının vücut ısısını dengelediğini söylemektedir. LDL (kötü kolesterol) seviyesini düşürürken iyi kolesterolün belirli değerlerde kalmasına yardımcı olur. Son yıllarda yapılan bazı araştırmaların sonuçlarına göre tarçın kan şekeri düzeyini koruyarak insülin direncine karşı avantaj sağlamakta ve obeziteyi engellemektedir. Çeşitli araştırmalar Tip 2 diyabet hastalarında tarçın tüketiminin olumlu etki yarattığı sonuçlarına sahip olmakla birlikte bu konuda daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Gıdalarda bakteri üremesini engelleyen tarçın doğal bir gıda katkı maddesi olarak kullanılabilir. Demir yönünden zengin olan baharat kandaki oksijenin hücrelere ulaşmasını sağlayan hemoglobin üretimini teşvik eder.
Kalsiyum içeriği ile kemikleri ve dişleri güçlendirir. Aynı zamanda lif ve manganez yönünden de zengin olan tarçın tuzun atılma sürecini hızlandırır, dolayısıyla kalın bağırsak kanseri riskini düşürür.
Kimyasal bileşenlerin kokularına karşı beynin verdiği psikolojik tepki üzerine araştırmalar yapan Florida merkezli Chemoreception Bilimler Derneği (Association for Chemoreception Sciences) tarçın kokusunun ya da sadece içerisinde tarçın bulunan yemekler tüketmenin beyin fonksiyonlarını geliştirdiğini belirlemiştir. Yapılan çalışmada tarçın kokusu deneklerin dikkati arttırmış ve özellikle bilgisayar başında çalışanlarda kısa süreli hafızayı geliştirdiği belirlenmiş.
Bir çay kaşığı (yaklaşık 7 gram) tarçın günlük demir ihtiyacınızın %4’ünü, kalsiyum ihtiyacınızın %8’ini, manganez ihtiyacınızın %68’ini, lif ihtiyacınızın %16’sını karşılamaya yeter.


Tarçının Tarihi

İncil’de adı geçen baharat Eski Mısır’da sadece içeceklere aroma katmak ve çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde değil mumyalama işleminde de kullanılmaktaydı. Aynı dönemde altından daha değerli olduğuna inanılırdı. Alternatif Çin tıbbında kullanılan şifalı bitkiler hakkında yaklaşık M.Ö. 2700 yılında yazılmış olan kitaplarda tarçının faydalarından bahsedilmektedir.
Orta Çağ’da Avrupa’da en çok kullanılan baharatlardan biriydi ve aşırı talep nedeniyle Yakın Doğu – Avrupa ticaret yolunda düzenli olarak taşınan ürünler arasına yer almış. Çin tarçını esas olarak Çin, Vietnam ve Endonezya’da üretilirken Seylan tarçını, Sri Lanka, Hindistan, Madagaskar, Brezilya ve Karayip Adalarında üretilmektedir.

Tarçın Çayının Yan Etkileri

Tarçın tüketimi genel olarak güvenli kabul edilmektedir. Ancak bazı kişilerde tarçına karşı aşırı duyarlılık bulunabilir ve alerjik reaksiyona neden olabilir. Gebelik ve emzirme dönemlerinde kullanımı konusunda yeterli klinik bilgi olmamakla birlikte tüketimi yemeklerle sınırlandırılmalıdır. Cilde uzun süre temas ettiğinde alerjiye ve tahrişe neden olabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder