Liderlik ile ilgili onca yayın, makale, kitap yazılmasına rağmen insanlar halen mutsuz bir şekilde sorumluluk almadan, başkalarını ve dış dünyayı suçlayarak bir mucize bekliyorlar. Üzüntü, endişe, korku, kızgınlık vb negatif duygular insanlardaki pozitif enerjiyi yok etmekle kalmıyor, insanların bezmiş, umutsuz ve arzusuz bir yaşam sürmelerine de neden oluyor.
“Yaşamın asıl amacı olman gereken insan olmaktır. Bunun için kendini tanıman lazım. ”Sen kimsin? Hangi amaca hizmet ediyorsun? Hedeflerin, hayallerin, korkuların nelerdir? Ne yapmaktan hoşlanırsın veya yapmak istemezsin? İnsanın en büyük ve en görkemli mirası bir amaç doğrultusunda yaşamaktır. Başarı ise senin ne verebildiğindir.
Günümüzde, insanlar sahip olduklarına ilişkilerinden daha fazla değer veriyorlar Hayallerinin peşinden koşmak yerine, egolarının peşine takılıyorlar. Popüler olmak, ahlaklı, cesur ve iyi olmaktan çok istenir hale geldi. Hayatlarımızda kendimizden daha büyük bir amacını (insanlığa hizmet etmek) anlamını ihmal ettik. Çevremizdeki herkesin de kazanabilmesi için, herkese yardım etmek yerine, sadece kendi kazancımızı düşünmeye başladık. İş hayatında , çoğumuz işin aslının insan ilişki ve bağlantılarına bağlı olduğunu unutmuş durumdayız.
Tolstoy “İnsana ne kadar toprak lazım? Hayatımızı peşlerinde koşarak geçirdiğimiz şeylerin gerçekte önemli değildir. Yaşamımız sonlandığında ihtiyacımız olan üzerimizi örtecek kadar topraktır. O zaman önemli olan geride ne bırakacağımızdır. “
Hepimiz mutluluk, huzur ve rahat bir yaşam isteriz. Ama karşılığında bir bedel ödemek istemeyiz. Aldığımızdan daha fazlasını vermek istemeyiz . Bu yaşamda ne verirsek onu alıyoruz. Bir bedel ödemeden birşey alamıyoruz. “Her zaman karşılığında sana ödenenden daha fazla iş çıkar veya elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış.“
İnsanlar farklı metotlarla ulaşsalar da insanların temel 6 ihtiyacı değişmiyor. Bunlar istek, arzu değil, karşılanması gereken temel ihtiyaçlardır !
- Emin olmak ( Güven) İnsanın en temel ihtiyacı ne konuda olursa olsun % 100 emin olmak ister. Din ve millet en kuvvetli inançlardır. İnançlar, kişisel gerçeklerimiz haline gelene kadar tekrarladığımız düşüncelerimizdir. Bu düşünceler, davranışa ve tekrarlayarak alışkanlığa dönüştürür. İnandığımız şeyleri daha emin olarak, güven duyarak yaparız. Örnek verecek olursam, annenize, babanıza, kardeşinize ne kadar güvenirsiniz? Arkadaşlarınıza, patronunuza ne kadar güvenirsiniz? Muhtemelen en çok ailemize güveniniriz. Ailesinden sevgi görmeyen veya güvenmeyen bir çocuğu hayal edin, nasıl hisseder. Hayata ne kadar güven duyar? İnsanlara ne kadar güven duyar? Özgüveni ne kadar yüksektir? Emin olmadığımız zaman; buna belirsizlik de diyebiliriz. Mutsuz ve huzursuz oluruz. Ekonomi belirsiz olunca, maddi gücümüzü kaybettiğimizde, ağır bir hastalık geçirince işsizlik artınca veya en sevdiklerimizden ayrıldığımızda birden kendimizi güvensiz hissederiz. Kendimiz dışında neye sahip olursak olalım, kaybetmekten endişe ve kaygı duyarız. Emin olmak aslında diğer yandan herşeyi bilerek , heyecansız rutin yaşamak, konfor alanımız içinde kalmak, hergün aynı yerlere gitmek, aynı şeyleri yapmak, aynı arkadaşlarla dolaşmak demektir. İnsanlar negatif anlamdada çevrelerini yöneterek, baskı kurarak, talepkar olarak emin olma hissini yaşamaya sağlarlar. Ama bu gerçek anlamda insanı tatmin etmez. Boşluk duygusu yaşar. Ertelemek insanın emin hissiden uzaklaşmamak için uyguladığı bir yöntemdir. Endişe ve kaygı ise emin olmamaktan kaynaklanan bir histir. İnsan emin olana kadar kendini güvende ve huzurlu hissetmez.
- Bu da insanın ikinci en büyük ihtiyacı emin olmamak veya değişimi gündeme getiriyor. İnsanlar evlerini, arabalarını, cep telefonlarını, eşlerini, işlerini değiştiriyorlar. Amaç sıkıntıdan kurulmak, düşen haz, heyecan, coşku insan için değişimi cazip kılıyor. Bazı insanlar programsız yaşayarak kendilerine göre özgür, değişime açık ve süprizlerle yaşamak isterken, bazı insanlar düzen isterler. Tam bir paradoks esnasında. Bir taraftan güven ve herşeyi kontrol altına almak isterken diğer yandan bundan bir süre sonra sıkılıyoruz. Bir konuda ne olacağını biliyorsak; ilişkiler, evlilikler, huzurlu ama rutin bir hayat, o zaman insan çok sıkılmaya başlıyor ve hayatında yeni heyecanlar arıyor. Bu arayış, istediği şekilde sonuçlanmazsa o zaman insan farklı metotlarla bu hissi yaşamaya çalışıyor. Aldatmalar, alkol, uyuşturucu, yasak seks bunlardan bazıları. Ünlü ve meşhur insanların başına gelen de budur. Tiger Woods gibi dünya çapında bir golfçünün karısını aldatması kariyerine büyük darbe indirdi, milyonlarca sponsor gelirlerini kaybetti. Bu ihtiyacı gidermek için büyük bir bedel ödedi. Hugh Grants, Robert de Niro,Tarkan , Serdar Ortaç’ın da buna benzer hikayeleri vardır.
- “Önemli olmak” insanın üçüncü en önemli ihtiyacıdır. Buna güç de diyoruz. İnsanlar güçleri kendilerinde bulamadıklarında bunu dışarıda arıyorlar. Önemli olmak, farklı ve orijinal bir kişi olmak demektir. Bu da sizinle diğer insanlar arasında ilişki kurmayı zorlaştırıyor. İnsanların içinde olmak , onlara yakın olmak ünlü, meşhur veya zengin olduğunuzda ortadan kalkıyor. Korumasız dolaşamaz hale gelen, sokakta yürüyemeyen, cafelerde rahat oturamayan bir çok ünlü insan var. Bunlar hedeflerine ulaşmalarının bedelini yalnız kalarak , insanlardan uzak yaşayarak ödüyorlar . Statü, para, pahalı elbiseler, villalar, markalar buna hizmet ediyor. Önemli olmak, saygı duyulmak, insanların ilgisini çekmek için insanlar birçok yola başvuruyor. Dış dünya egomuzu besliyor. Bir süre sonra bu gücü kaybetmemek için birçok yola başvuruyoruz. Adımızı okullara, caddelere, parklara verilmesi ile kendimizi önemli hissediyoruz. Bunu başaramayan insanlar ise etik olmayan yöntemlerle insanların dikkatini çekmeye çalışıyorlar . Bunlar arasında hasta olmak, birilerini yaralamak veya öldürmek, birilerine gözdağı vermek gibi yöntemlerle kendimizi önemli hissetmeye çalışıyoruz. Klüplere ve derneklere üye olmak, bağışta bulunmak kendimize sosyal statü kazandırararak önemli açlığımızı dolduruyor. Güç ve statü sahip olmak için özel ve prestijli klüplere üye olmak, politikaya girmek, spor klüplerine üye olmak hepsi kendimizi önemli hissetmek için yaptığımız davranışlard. Genç yaşlarda yokluk içinde yaşayan insaların çetelere üye olması, kanun dışı grup ve organizasyonlara katılarak hem önemli, hem de sürekli ve heyecanlı bir hayata sahip olacaklarını düşünürler.
- Sevmek ve sevilmek , kabul edilmek , insanlarla sevgi ve samimi bir bağ oluşturmak, çevremiz tarafından kabul görmek, bir takımın, bir grubun, bir topluluğun parçası olmak, insanlarla ilişki kurmak, sosyal olmak insanın dördüncü temel ihtiyacı. Bunu başarmak için sosyal klüplere üye olmak, özel partiler düzenleyerek insanları çekmek , insanlara hediye almak , derneklere üye olmak, yazı yazmak, vb yöntemlerle sosyal açlığımızı dolduruyoruz. İnsanlar zamanların çoğunu dışarıda kalabalık ortamlarda, kafelerde, restoranlarda geçiriyor, sosyal olma ihtiyacı , insanlar tarafından beğenilmek, insanlarla birşeyler paylaşmak, çevremizi genişleterek popüler olmak, insanlar tarafından sevilmek ve beğenilmek sevgi ihtiyacımızı bir şekilde bu yollarla karşılamaya çalışıyoruz. Aile burada en önemli değer ve temel taştır. En büyük gücü ve sevgiyi ailemizden alırız. Bu sevgiyi başka bir yerden almamız mümkün değildir. O nedenle zamanınızı ailenizle geçirmeniz, hayatınıza neşe ve mutluluk getirecektir. Aile tarafından sevilmenin ve önemsenmenin hissi kişisel başarıların için güçlü bir hızlandırıcıdır. İnsanlar, hayvan besleyerek sevgi ve bağlantı eksikliğini gidermeye çalışırlar. Resim sergilerine katılarak resimlerle ile, sinemaya giderek orada başrolde oynayan kişiler ile bağ kurarak da bu ihtiyacımızı gideririz . İnsanlara sadece gülümseyerek veya samimi dinleyerek bu ihtiyaçlarına cevap vermiş oluruz.. Kendini sevmeden başkalarını sevemeyeceğini bilmeyen bir çok insan var yeryüzünde..
- Gelişmek .. İnsanlar gelişirler, büyürler veya ölürler. Değişime uyum sağlayamazsak, kendimizi sürekli geliştirmezsek, bu dünyada var olmamız, en azından mutlu ve başarılı olma şansımız olamaz . İnsanlar neye sahip olurlarsa olsunlar, bu onların doyumlu olmasına yetmez. Bugün birçok dünya çapında başarılı ve ünlü insanların gelişmelerinin durmasıyla kadın, uyuşturucu, alkol, depresyon gibi yöntemlere başvurduğunu medyadan okuyoruz. Bu boşluğu dış faktörler ile doldurmak zordur. İnsan sürekli kendini geliştirmek, yeni hedef ve amaçlar için mücadele etmek ister. Bu hayat mücadelesinde sürekli kendini gerçekleştirerek, potensiyelini ortaya çıkararak, kendi içinde yetenek ve güçleri ortaya çıkarır. Bu potensiyel ve gücü kullanarak kendini sadece kendini geliştirmez, aynı zamanda hayattan keyif alır. Kendini iyi hisseder, içindeki huzur ve başarı hissi, enerjiye , enerji de yeni ve farklı amaca dönüşür. Bu büyüme ve gelişme durduğu anda insan mutsuz ve kendini boşlukta hisseder. Hayatınızdaki hedef ve amaçları belirlemek, gelişinize katkısı olacağı gibi, kendinizi iyi hissetmenizi de sağlayacaktır. Yaratıcı ve yenilikçi olmak, inovasyon ve sürekli değişim bu gelişim ihtiyacından kaynaklanıyor. Her birimiz, mesleğimiz ne olursa olsun, bir şekilde fark yaratabileceğimizi bilmek isteriz.
- Son ihtiyaç, birşeyler vermek/ dünyamıza ve çevremize katkıda bulunmak. Kendinizden daha büyük bir amaca hizmet etmek. Bu nedenle dünyada sosyal sorumluluk, felaketlere yapılan yatırımlar, dünyada açlık, hastalık durdurmak için yapılan hayır işleri. Kurulan sayısız dernek ve oluşumlar , belli bir gelir ve başarı doygunluğuna gelmiş insanların bir iz bırakmak için ihtiyaç duymalarından kaynaklanır. Bağış yapmak, okul yapmak , çöp toplamak, kitap okumak gibi birçok faaliyeti insanlar gönüllü olarak severek yaparlar. Bu konuda kişisel farkındalığımı 35 yaşında keşfettim. En kıymetli zamanlarımda bile üniversitelerde eğitim vererek, yazı yazarak, panellerde konuşarak insanlığa, ülkeme ve çevreme faydalı olmanın verdiği hazzı hissettiğimde, annemin çocukluğumda dediği gibi dünyanın en güzel duygusu vermektir sözlerini şimdi çok daha iyi anlıyorum. Vermeliyiz, karşılıksız, sadece vermenin keyfini yaşamak için.. Bu konuda her fırsatı değerlendirmek bana keyif veriyor. Zamanımın büyük kısmını dernek faaliyetleri, eğitim ve çevreme faydalı aktivitelerde geçirmek bana sonsuz keyif ve kendimi gerçekleştirme duygusu veriyor . Başarılı olmak istiyorsan, başkalarının başarılı olmasına katkıda bulunmalısın..
Yukarıda saydıklarım dünyadaki her insanın temel ihtiyaçlarıdır. Bunlar istek ve arzu değildir. Karşılanması gereken zorunlu ihtiyaçlardır. Hayatımızın her anını doyumlu, mutlu, huzurlu, birşeyleri başarmanın gururu ile yaşamak istiyorsak, insanları sevmeliyiz, nazik davranmalıyız, anlamak için dinlemeliyiz, bol bol gülmeli ve en önemlisi karşımıza çıkan her fırsatta insanların hedeflerine ve hayallerine ulaşmaları için, onlara ilham vermek için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Başkaları doğru yaptıklarında onları alkışlamamız, onlara olabildiğince övgü ve iltifat etmek için fırsat kollamak, insanlara değer katmak, yardım etmek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyacaktır. Onlara sadece iyi günde değil, zor zamanlarda da yanlarında olduğumuzu söyleyerek onların değerli ve özel olduklarını hissettirmeliyiz . İnsanlar herşeyi unuturlar, ama onlara nasıl hissettirdiğimizi unutmazlar..
“ Kişi eğer hayalleri doğrultusunda güvenle ilerliyor ve hayal ettiği biçimde yaşamaya çaba gösteriyorsa hiç beklemediği bir başarıya ulaşacaktır.” – Henry David Thoreau
Hayatın anlamı insanlığa hizmetten geçiyor, bunu sahip olduğunuz varlıklarla dolduramayacağınız gibi, içinizde tarifi zor bir boşluk ve mutsuzluğu hayatınız boyunca hissedersiniz . İş ve özel yaşamda kazanmak istiyorsan, yardım etme şansını yakalayacağın tüm insanlar için, pozitif enerji yaymaya, her bir insana iyimseverlik ve fazilet dağıtmaya kendini ada..”
“Her zaman tek bir insanın bile hayatını biraz daha iyi hale getirebilmek, benim hayat felsefem ve amacım.” Umarım bu yazım da sizi harekete geçirecektir..
Şimde size veda ederken 3 eksersiz vereceğim. Bu eksersizin amacı kendi farkındalığınızı artırmak, neyi, niçin yaptığınızı düşünmenizi sağlamak. Bu konuda elde ettiğiniz sonuçları analiz ederek, neyi yapıp yapmayacağınıza karar vermek veya farklı yapmak için motive olmanız..
1- Çok severek, bıkmadan sürekli yaptığınız nelerdir? Nedenlerini yazın .
2- Kesinlikle yapmak istemediğiniz veya yapmayacağınız aktiviteler nelerdir?
3- Yapmak istemediğiniz ama yapmanızın size çok fayda sağlayacağı ama yapmadığınız aktiviteler nelerdir?
Yaptığınız şeylerin hem size, hem çevrenize faydası var, hem değer yaratıp hem de dünyadan ayrılırken bir iz bırakmak istiyorsanız, hayatınızı gözden geçirin ve mutlu olmanın sadece sizin elinizde olduğunun farkına varın . Şimdi başlayın, geç olmadan ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder