Ganos Dağı’nın eteklerinde yol alırken Marmara’yı hiç bu kadar yüksekten ve böyle bir açıdan görmediğinizi fark edeceksiniz. Karşınızda sisler içinde uzanmış yatan Marmara Adası ve hemen önünüzde Hayırsız Ada duruyor. Birbirini takip eden koylar her mevsim bir başka renk sunan bitki örtüsü arasından yol alıyorsunuz. Geniş ama zemini kötü toprak yolu izlerken resim gibi bir köy çıkıyor karşınıza. Evlerinin pencereleri çiçeklerle bezenmiş Yeniköy burası.
YILLARA DİRENİYOR
Uçmakdere’ye 500 yıllık bir anıt çınar ağacının altından geçerek giriliyor. Köy bir yağlı boya tablo güzelliğinde 100 yıllık ahşap evlerle dolu. Ve doku üzerinden geçen yıllara rağmen bozulmamış, direnmiş. Uçmakdereliler uzun yıllar ipek böcekçiliği yapmışlar. Ama 1989 yılında süne zararlısıyla mücadelede kullanılan ilaç, hava akımı nedeniyle ipek böceklerini de öldürünce köyde ipekböcekçiliği yapan kalmamış. Ve yıllara direnen evler de birer birer boşalmaya başlamış, kente göç nedeniyle.
GÖRKEMLİ ÇINAR AĞAÇLARI
Uçmakdere sahilindeki anıt çınar ağaçları şemsiye gibi denize sarkmış. Sahilde pansiyon, restoran, büfeler ve çadır kurulabilecek bir de kamp alanı var. Tekel’in Güzel Marmara Şarap Fabrikası da burada. Köy halkı "övünmek gibi olmasın ama Altınoluk’tan sonra bizim havamız gelir, hiç kirlilik yoktur, insan burada hava ve suyla bile yaşar" diyor.
KÖYÜN TARİHİ ESKİLERE DAYANIYOR
Kalıntılara bakılırsa, köyün tarihi epey eskilere dayanıyor. Üzerinde çift başlı kartal kabartması ve 1865 tarihi bulunan lahit taşına benzer bir mermer parçası, zamanında şaraphane olarak kullanılan bir binanın bahçesinde içki imalinde kullanılan sarnıç, tuğla ve ahşap yapımı Rum evlerinde Grek alfabesiyle kazınmış yazılar; köy girişindeki çeşmede bir yazıt, kahvenin karşısındaki bakkalın damını tutan sac kaplı iri konsollar, üzerinde yaprak motifleri bulunan ahşap tavan göbeği tarihi bir atmosferin keyfini yaşatıyor.
‘HOŞ YER’
Köyün Rumca'daki adı "Avdimio"dur. "Hoş yer" anlamına gelmektedir. Rumlar Avdimio adını kullanırken, yörede yaşayan Türk Yörükleri Uçmakdere'ye "Avdin" demişlerdir. Rumlar zamanında önemli bir şarap üretim merkezi olarak faaliyet göstermiştir. 1918'te çekilmiş bir fotoğrafa göre; köyde yaklaşık 500 hane bulunmakta olup; evlerin çoğu 3 katlı ve camekânlıdır. Köyde kilise, ayazma (kutsal çeşme), Maşatlık (Rum mezarlığı)ve ahşap köprüler olduğu, her sokakta kandiller yandığı, 3 yol ağızlarında ise "Talika"ların birbirlerini görebilecekleri dev aynaların olduğu, her evin altında tonlarca şarap alabilen mahzenlerin olduğu, ziyarete gelen Rumlar tarafından anlatılmaktadır.
Uçmakdere’ye 500 yıllık bir anıt çınar ağacının altından geçerek giriliyor. Köy bir yağlı boya tablo güzelliğinde 100 yıllık ahşap evlerle dolu. Ve doku üzerinden geçen yıllara rağmen bozulmamış, direnmiş. Uçmakdereliler uzun yıllar ipek böcekçiliği yapmışlar. Ama 1989 yılında süne zararlısıyla mücadelede kullanılan ilaç, hava akımı nedeniyle ipek böceklerini de öldürünce köyde ipekböcekçiliği yapan kalmamış. Ve yıllara direnen evler de birer birer boşalmaya başlamış, kente göç nedeniyle.
GÖRKEMLİ ÇINAR AĞAÇLARI
Uçmakdere sahilindeki anıt çınar ağaçları şemsiye gibi denize sarkmış. Sahilde pansiyon, restoran, büfeler ve çadır kurulabilecek bir de kamp alanı var. Tekel’in Güzel Marmara Şarap Fabrikası da burada. Köy halkı "övünmek gibi olmasın ama Altınoluk’tan sonra bizim havamız gelir, hiç kirlilik yoktur, insan burada hava ve suyla bile yaşar" diyor.
KÖYÜN TARİHİ ESKİLERE DAYANIYOR
Kalıntılara bakılırsa, köyün tarihi epey eskilere dayanıyor. Üzerinde çift başlı kartal kabartması ve 1865 tarihi bulunan lahit taşına benzer bir mermer parçası, zamanında şaraphane olarak kullanılan bir binanın bahçesinde içki imalinde kullanılan sarnıç, tuğla ve ahşap yapımı Rum evlerinde Grek alfabesiyle kazınmış yazılar; köy girişindeki çeşmede bir yazıt, kahvenin karşısındaki bakkalın damını tutan sac kaplı iri konsollar, üzerinde yaprak motifleri bulunan ahşap tavan göbeği tarihi bir atmosferin keyfini yaşatıyor.
‘HOŞ YER’
Köyün Rumca'daki adı "Avdimio"dur. "Hoş yer" anlamına gelmektedir. Rumlar Avdimio adını kullanırken, yörede yaşayan Türk Yörükleri Uçmakdere'ye "Avdin" demişlerdir. Rumlar zamanında önemli bir şarap üretim merkezi olarak faaliyet göstermiştir. 1918'te çekilmiş bir fotoğrafa göre; köyde yaklaşık 500 hane bulunmakta olup; evlerin çoğu 3 katlı ve camekânlıdır. Köyde kilise, ayazma (kutsal çeşme), Maşatlık (Rum mezarlığı)ve ahşap köprüler olduğu, her sokakta kandiller yandığı, 3 yol ağızlarında ise "Talika"ların birbirlerini görebilecekleri dev aynaların olduğu, her evin altında tonlarca şarap alabilen mahzenlerin olduğu, ziyarete gelen Rumlar tarafından anlatılmaktadır.
MOTOCROSS TUTKUNLARI
Motocross tutkunlarının yeni adresi Uçmakdere Köyü birçok motosiklet tutkununun ilgisini çekmektedir. Doğa ile baş başa yapacağınız gezileri, yemyeşil dağ yolları, denizi ve güneşi ile motosiklet tutkunlarına unutamayacakları deneyimler kazandırmaktadır. Gün boyu yaptığınız yolculuğunuzu unutturacak sakinliği bulabileceğiniz kamp alanlarında güvenli ve huzurlu geceler geçirebilirsiniz.
YAMAÇ PARAŞÜTÜ
Koyu mavi denizi ve yemyeşil dağları ile Uçmakdere Köyü yamaç paraşütü sporuna gönül verenlerin yeni adresi oldu. Uçmakdere semalarında süzülmek için 625 metre yükseklikteki Nişantepe'ye çıkmak gerekiyor. Burada dört atlayış noktası bulunmakta olup, zirveden atladığınızda Ayvasıl Koyu’na iniş yapıyorsunuz.
NASIL GİDİLİR?
Tekirdağ'ın şehir çıkışındaki son ışıklardan sola Kumbağ istikametine dönün, az ileriden sağa dönün. Naip istikametine sağdan devam edeceksiniz, tuğla fabrikalarını geçtikten sonra Naip Köy içinden geçerseniz. Köy meydanından sağa sonra tekrar sola dönerek devam edin. Mermer Köy ve Yeniköy istikametlerini takip edin. Yol, iki kez çatallanacak, ikisinde de soldan takip edeceksiniz. Yeniköy’den çıkar çıkmaz dağ yollarına varacaksınız. Ve yaklaşık 7 km. sonra Uçmakdere Köyü’nde olacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder